Kastamonu takımı ununu elemiş, eleğini asmış bir ekip. Ne yukarısı için bir mücadeleleri var ne de düşme korkuları...

Ligin ikinci yarısında küçülmeye gittiler ve borçsuz bir şekilde sezonu tamamlamayı ümit ediyorlar.

Sarıyer mağlubiyeti sonrası İnegölspor taraftarı başta olmak üzere birçok takım taraftarının haz etmediği Kemal Kılıç ile de yolları ayırmışlardı.

Doğal olarak rahat bir takıma karşı mücadele ettik Cumartesi günü. Rakip kaleye 5 adamla gelen ama dönüş sağlamayan Kastamonu'ya karşı.

Çok daha farklı kazanılabilecek bir maçtı.

Ceza alanı içinde adeta halı saha maçlarını aratır tarzda gereksiz paslaşmalar belki de 6-7 farkla bitireceğimiz maçta 2 golde kalmamıza sebep oldu.

İki takımın arasındaki en temel fark hedef farkıydı.

Onların hedefsizliğine karşılık hedefi olup; o hedef için mücadele ve gayreti ortaya koyan İnegölspor 2-0'dan sonra biraz daha laubaliliğe düşmeseydi iyiydi sanki.

İki yarı arasındaki en temel fark neydi derseniz o da Enes Ata farkıydı. Oyuna girdiğini belli etti.

Sezon başındaki Enes Ata'yı izletti tekrar bizlere.

Attığı gol kadar rakip savunmayı zorlayan oyunu da alkışı hak etti.

Genç oyuncu Gökhan Kurumuş'un gol atması da önemliydi.

Bilal'in yokluğunda zor bir görev alan genç oyuncu, hem rakiplerini başarıyla durdurdu hem de güzel bir gol attı.

Bu maçtaki 6 puan çok çok önemli.

Özellikle Sancaktepe'nin Afyon'u geçtiği haftada ve Bordo Beyazlıların Keçiörengücü deplasmanı öncesi...

Kaldı 5 hafta. Çok zor deplasman maçları var İnegölspor'un.

İç sahada da önce zorlu Hatay karşılaşması sonra da rahat diyeceğimiz Mersin maçı...

İnşallah sonu Play-Off olur.

Onun için de Ankara'dan eli boş dönmememiz gerekir. Zorlu maçta yürekten başarılar İnegölspor.