Mezhepsel ayrımın politik bir kılıfa bürünerek fitne doğurma sürecinde, Müslüman topraklarında hiçbir zaman olmayan sonuçlar yaşanır.

İslam topraklarındaki isyan hareketlerinin kökeninde her zaman yabancı etkilerin görülmesinin temel nedeninin bu olduğu söylenebilir.

İnsanın olduğu yerde mürebbi yoksa en haklı isyanın sonu dahi bedbahtlıktır.

Buna; sosyolojik devinim süreci denir. Sosyolojik devinimde mürebbilerin doğru minvalde insanları yönlendirme çabasına karşılık insanların bir hak arayışı söz konusu olduğu iddia edilir.

Ancak hak gerçek mi yoksa gerçek olmayan mıdır? Eğer hak gerçekse, acil midir değil midir?

Hak gerçek ve acilse buna isyan denmez. Bu, halkın varlığı içerisinde askerlerle beraber gerçekleştirilecek olan bir ulus savunması, müdafaa hareketi olarak adlandırılır.

Eğer hak gerçek ve acil değilse burada siyaset devreye girer ve bu siyasetin de önderleri vardır.

Doğrusuyla yanlışıyla burada bir isyan hareketi değil, politik ve siyasal düşünce farklılıkları ortaya çıkar.

Siyasetçiler bu düşünce farklılıklarını merkezi politik uygulamalarla yönlendirme çabasına girer.

Hakkın gerçek olmayan bir süreçte olduğu yerde, politikanın devreye girdiğini söyleyebiliriz. Bu noktadan itibaren halk kullanılmaya başlanır. Burada hainler vardır.

Bu hainler, isyan hareketiyle gerçek olmayan hakkın gerçekmiş gibi gösterilerek elde edilme çabasını ortaya koyar.

Burada ahmaklar da vardır. Ahmaklar bu sosyolojide yoğun olarak ortada gezen, yalan haberleri daha da yukarı çıkarmak için fısıltı gazetesinin en önemli muhabirleri haline gelirler.

Menfaatperestler ise gerçek olmayan bu süreçte sosyal devinimin ardından gerçekleşecek yeni ortamda sosyolojik karşılıkta parasal beklentileri olan gerçek hegemonyalardır.

Asıl hak; insanın gerçek hak adamı olma hakkının olduğunu bilmesidir. Bu noktada insan için acil olanın isyanı gerektirdiği söylenir ve bu isyan için bir mürebbi gerekir.

Eğer hak acil değilse burada da çalışmak, öğrenmek ve değişmek gerekir ve bunda da mürebbi gerekir.

İsyan, mürebbisi olmayan toplumların mecburen çıkartılmak istendiği çıkmaz sokaktır.

Sonunda ya duvara çarpılır ya da duvar arasından açılan kapıdan gelen karşıt grup ile birbirini ezme süreci talep edilir.

İnsanların birbirini ezmeye kalktıkları duruma isyan demektense insanın felaketi demek daha doğru olur.

"TEVHİT OCAĞINDAN" DERGİSİNDEN ALINARAK ALİ YORAN TARAFINDAN YAYINA HAZIRLANMIŞTIR