"Melekler ve Ruh (Cebrail), oraya, miktarı (dünya senesi ile) ellibin yıl olan bir günde yükselip çıkar." (MEARİC SURESİ 4. AYET-İ KERİME)

Günler bildiğimiz günlerden ibaret değil. Biz 24 saatten ibaret olan dünyamızın gününü biliyoruz. Halbuki Allah'ın yarattığı öyle alemler var ki, Ayet-i kerime'de geçtiği gibi bir gün bizim hesabımızla ellibin yıl tutuyor.

İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre, Rasulullah (s.a.v) Nadr b. Haris 'i Allah'ın azabıyla korkutunca Nadr şöyle dedi: "Allah'ım! Eğer bu kitap Senin katından gelmiş bir gerçekse, üzerimize gökten bir taş yağdır" Bunun üzerine Yüce Allah Mearic Suresi 1-2-3. Ayet-i Kerimeleri indirdi:

"Birisi, yükselme derecelerinin sahibi olan Allah katından inkarcılara gelecek olan ve hiç kimsenin savamayacağı azabı istedi!"

Nadr b. Haris, Rasulullah (s.a.v) kendisini Allah'ın azabı ile korkutunca alay eder. Bu sebeple Yüce Allah, Onu Ebu Cehil gibi Bedr savaşında helak etti. İşte bu ayet onu kınayarak inmiştir. Bedir savaşı, Kafirlerin birinci azabı, Mekke'nin fethi ikinci azapları olmuştur. Asıl azab Allah katındadır.

İnkar edenler, cahilce cesaretle azabın gelmesini istiyorlar. Kendilerince kafa tutuyorlar. Oysa Allah'ın acelesi yok. Bizim zaman dediğimiz nedir ki? Allah'ın yarattığı bir kul.

Azabın gelmesini isteyerek meydan okuyanlara, Allah (c.c) "Bizim bir günümüz elli bin seneye eşittir" buyurmaktadır. Sonra Allah, Rasulü'ne, "Bunlar seninle alay ediyorlar, azab getirmeni istiyorlar, sabırlı ol" telkininde bulunuyor. Verilen mesaj şudur: "Bu azabı çok uzakta görüyorlar ama biz onu yakın görüyoruz."

Mesafeleri belirleyen Allah'tır. Elli bin yıllık mesafe Allah'ın dilediği kimseler içindir. "Ellibin yıl" burada çokluk için bir deyimdir. Bu uzun mesafeyi Allah'ın görevlendirdiği melekler çok kısa sürede alırlar.

Zaman da Allah'ın kuludur. Zamanı Allah, biz kullar için yaratmıştır. Aynı 'mekan'da olduğu gibi zaman da biz kullar için söz konusudur. Allah'ın yarattığı mekanlara göre zaman da farklılık gösterir. Dünyadaki zaman kavramı ile aydaki zaman kavramı bir değildir. Dünya zamanını güneşe göre belirlerken, güneş sistemi dışındaki gezegenler kendi yıldızlarına göre farklı zaman dilimleri içerisinde yer alırlar.

Dünyadaki bir zaman ölçü birimi olarak gün, dünyanın yirmidört saatte bir kendi ekseni etrafında dönmesi sonucu oluşur. Oysa kendi eksenleri etrafında dönüşleri binlerce gün süren yıldızlar mevcuttur.

Bu ayette zamanın göreceliği ifade edilmiştir. Allah'ın yarattığı her alemde zaman farklı işlemektedir. Mesela kabir aleminin bir günü, mehşer meydanının bir günü aynı değildir. Hatta bu kainatta bile farklı gezegenlerde farklı zamanlar vardır. Buda zamanın değişebileceğini göstermektedir.

Melekler bize göre uzaydaki sınırsız mesafeleri çok kısa sürede geçerler. Bir insanın elli bin senede ulaşamayacağı mesafeye, melekler Allah'ın izniyle bir günde ulaşırlar.Melekler yerden Arş'a kadar sadece bir günde ulaşırlar. Melekler nurani varlıklar olduğu için, insanların binlerce yılda gidemeyeceği yerlere ve makamlara bir anda giderler. Buradaki "bir gün" ifadesi de bir an manasına da gelebilir.

Hülasa; Allah Teala'nın yaratmış olduğu mekanlar, dereceler, makamlar ve zamanlar; sayısızdır. Bu da Allah'ın kudretine bir işarettir.Ayet-i Kerimede geçen Mearic kavramı, Mirac kelimesinin çoğuludur. Resulullah Efendimiz'in (s.a.v) miracı da bu kelimedendir. Yükselme aracı anlamına da gelir.