Günler günleri kovalamış, yıllar ard arda bir tren katarı gibi gelip geçmişti. Saçlarına aklar düşmüş bir adam, yeni öğrencileri ile kara tahtanın başında bir araya gelmişti. Uzun zamandır ilk derslerde yaptığı o muhteşem giriş konuşmasını henüz icra etmemişti. Eski zamanlarda girdiği bir sınıfa bir kez daha girmek istememesinin sebebi kendini özletmeyi sevmesindendi.
Bembeyaz okul kıyafetleri ile sıraları doldurmuş gençlerin karşısında onların gönlüne hoş gelecek cümleleri peşi sıra döşüyordu emektar muallim.
"Çocuklar dersi kaynatmayı çok severim, okulun açıldığı bu ilk gün ders yapacak halim yok" dediğinde 9. sınıfa gelmiş gençlerin yüzünde çiçekler açmıştı. Gönülleri ferahlamış, kalpleri bir anda muhabbet hissi ile dolmuştu. Bu muhabbet isteğini arttıracak bir cümle daha duydular bir saniye sonra...
"Edebiyat dersi olduğu günlerde 'tüh ya yine edebiyat dersi var' demek yerine 'oh ne güzel şimdi edebiyat dersi var' demenizi beklerim" dediğinde sevinçlerini el kol hareketleriyle belirten gençler, bu yılki öğrenecekleri edebiyat bilgilerini merak etmeye başlamışlardı.
"Türkçe dersinin büyük abisi sayılan edebiyat dersini neşe, keyif ve zevk ile öğreneceğiz. İnsan bilmediğinin düşmanıdır ama bildiği zaman zevk alır. Edebiyat, zevk-i selim sahibi insanların ortaya koyduğu önemli kalem ürünleridir.
"Edebiyat; duygu, düşünce ve olayların sözlü veya yazılı olarak etkili anlatımıdır" Tanımını tahtaya yazdıktan sonra tanım cümlesindeki en önemli kelimenin hangisi olduğunu sordu.
"Etkili" kelimesini altını çizen edebiyat öğretmeni, "etkilendiğimiz zaman ne olur?" sorusunu bir nefeste soruverdi.
Çocukların dilinden dökülen cevaplar sınıfta havada uçuşuyordu; heyecanlanırız, seviniriz, kızarız vb. birçok cevabın sonunda "değişim olur" gibi sihirli bir kelimeye kapı aralıyordu.
Yılların tecrübeli muallimi cevapların hepsini ortak olan bir kelimede topladı. Bu kelime; etkilendiğimiz zaman değişmiş oluruz, bir önceki halden bir sonraki hale doğru değişiriz ve bunu bize kelimeler sağlar, dedi.
"Kelime anlamın bedenidir, anlam ise kelimenin ruhudur. Ses yolunu takip ederek dudaklarından dökülen kelimeler kulak çeperleri içinden teknik bir varlık olarak içeri doğru sözülür. Kelimenin nefeste şekillenmiş bir şekli kulaklarını inişli çıkışlı bölgesinde kaybolurken anlam bulur. Gönül ikliminin uçsuz bucaksız diyarında büyük etkileşimlere yol acar, dedi.
Edebiyatın ne anlama geldiğini, nasıl ders işleyeceğini anladıktan sonra edebiyatın konusu olan insan ile tabiatı da tanıma bağlamaya çalışıyordu. Çünkü edebiyat ile insanın varoluşsal değeri arasında kuvvetli bir bağ kurmak istiyordu.
İnsan, eşittir beden ve ruhtan oluşan mükemmel varlık. Beden topraktan dönüşüm sağlarken ruhta Allah'ın nefesi olarak tanımlanabilir. Maddenin içinde mana, somut soyut içine saklanırken kelimenin bağrında saklı olan anlam da harekete geçer ve başlar değişim.
Beş konferansa giderseniz edebiyat dersinin bir notunuz yüz olacak, yazar İskender Pala ve Nazan Bekiroğlu gibi edebiyatçıların üç kitabını okursanız notunuz yüz olacak, bizimle Yazarlık Kurulunda yer alıp çalışırsanız bir notunuz yüz olacak, okul çapında bir şiir programı katılırsanız bir notunuz yüz alacak. Benim sözlü notlarım sizin yazılı notlarınızı döver..." açıklamasından sonra "not verirken cömert ve adil olma ilkesini elden bırakmam" dediğini duydular.
Okula yeni gelmiş tertemiz gençler, etrafta uçuşan puan bereketini görmüşlerdi artık... Edebiyatın ilk gününde bu yeni okulu daha bir sevmeye başlamıştı taze gençler.