Edeb kelime olarak, güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, nezaket, zarafet gibi manalara gelir.Edep arapça bir kelime olup çoğulu ?ADAP?tır.Adap, nerede ve nasıl davranmamız gerektiğini bildiren kuralların da ayrıca genel bir ismi olmuştur.Alimlerimizin çoğu bu konular ile ilgili bir çok eser yazmışlardır.Örneğin ?Adab-ı Muaşerat? adıyla yazılan eserler günlük hayatımızda uymamız gereken kurallardan bahsederler.

Edeb kelimesini büyüklerimiz 3 bölüme ayırırlar.?E? harfini eline,?D? harfini diline ve ?B? harfini de beline sahip ol ,şeklinde güzel bir yorum çıkartmışlardır.

Utanma kelimesi de edep kelimesi ile yakın anlamdadır.Resulullah (sav) şöyle buyuruyor:?Eğer utanmazsan dilediğini yap?.Yani insanı aşırılıklardan koruyan en önemli unsurlardan birisi de şüphesiz utanmaktır.Bizim kültürümüzde utanmanın en belirgin özelliği yüzün kızarmasıdır.Bu çok önemli bir husustur.Eğer yüzümüz yaptığımız hatalardan dolayı kızarıyorsa bu hayra alamettir.Yok eğer hatalardan dolayı yüzümüz kızarmıyorsa çok şey kaybettiğimizi bilmemiz gerekir.

Haya ise kelime olarak Arapça ?HAY? kelimesinden gelir .Yani ruhun canlı kalması ,ruhun ölmemesidir.Nasıl ki bedenden can çıktığı zaman vücut ölmüş sayılıyorsa ,ruhtan da haya,utanma ve edep çıkarsa aslında o ruh manen ölmüştür. Ve o ruhu taşıyan kişinin yapamayacağı kötülük yoktur ve her şeyi de yapar.

Bütün kötülüklerin kaynağı hayasızlık ve edepsizliktir.Ku?an-ı Kerim de edep ve hayasızlıklarından dolayı helak olmuş olan toplumların örnekleri pek çoktur.Samud kavmi ,Ad kavmi,Lut kavmi v.b.bir çok örnekler vardır.? Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.(Nahl,90)

Allah Resulu (sav) Ensar?dan bir kişinin kardeşini utanmaktan vazgeçirmeye çalıştığını gördü. ?Onu kendi haline bırak; çünkü haya imandandır? buyurdu.

Haya mü?min ahlâkıdır. Edep, kulluk ve tüm güzellikler haya ile gelir. Şimdilerde anne-babasının, öğretmeninin yanında bacak bacak üstüne atabilen, uzanabilen, kendinden büyüklerin huzurunda hiç çekinmeden sigara içebilen bazı gençler, haya duygusundan yoksun olduğu için bu haldedirler. Kur?an?da?Ey iman edenlerSeslerinizi peygamberin sesinin üstüne yükseltmeyin?(Hucurat,2) ayetinin kıyamete kadar bize verdiği mesaj ,anne-babanıza,büyüklerinize,alimlerinize ve sizin iyiliğiniz için çalışanlara saygısızlık yapmayın.Eğer biz bu ayetin bilincinde olsaydık doktorlarımıza,öğretmenlerimize,hocalarımıza ve bizim için çalışanlara saldırırmıydık?

Gençlere haya duygusunu aşılayabilmenin en güzel yolu yaşayarak göstermektir. Onlara bu konuda öncelikle büyükler örnek olmaya çalışmalıdır. Eğer kendimiz örnek olmada yetersiz kalıyorsak, onları örnek alabilecekleri değerli insanlarla tanıştırmayı ihmal etmemeliyiz. Bu şahsiyetlerin ilki Efendimiz (sav) olmalıdır. Gençleri, alemlere rahmet olarak gönderilen Efendimizdeki (sav) zirve ahlâkın izlerini sürmeye teşvik etmeliyiz. Ebu Said el-Hudrinin (r.a) ifade ettiğine göre Allah Resulu (sav), bir genç kızdan daha fazla haya sahibiydi.

Utanma ve hayayı çocuklarımıza daha küçükken öğretmeliyiz.Nasıl ki kek yaparken şekeri unuttuğumuzda kek piştikten sonra şekeri kekin üstüne serpmemiz aynı tadı vermiyorsa sonradan verilen terbiye de aynı sonucu vermez.Hatta çocuklar büyüdükten sonra bazı manevi/soyut kelimeleri kavramada zorluk çekerler.Başkasının ağacından kopardığı elmaya ?haramdır? dediğimizde ? Çok güzel yıkadım yiyebilirsiniz ?diyebiliyor.Çünkü o haramı pis kelimesiyle karıştırıyor.Çünkü temelden almadığı için ona haramı, hayayı anlatmak doğuştan kör olan bir insana renkler hakkında bilgi vermek kadar zordur.

Bildiğiniz gibi arabanın 3 freni vardır.

1)Ayak freni 2)El freni 3)Motor freni

Haya ve utanmayı da bu 3 frene benzetebiliriz:?Ayak freni? terbiye yoluyla öğrendiğimiz haya ve utanmadır.?El freni? yaşımız ve başımızdan dolayı utanabilmektir.?Motor freni? de fıtrat yani yaratılıştan gelen haya ve utanmaktır. Eğer bu 3 fren de tutmuyorsa arabanın önünden kaçın ve şu hadisi şerifi hatırlayın:?Haya imandandır ,hayası olmayanın imanı da yoktur?.