Kur'an'ın en çok üzerinde durduğu konulardan bir tanesi de "Dünya"dır.Dünyanın yaratılışı insanın dünya hayatındaki görevleri Kur'an'ın ana konularından bir tanesidir.

Müslüman dünyayı nasıl anlamı ve dünyaya nasıl bakmalıdır?

Dünya, bir yandan Allah'ın (c.c) emrindeki varlıklardan bir varlık, öte yandan insanın hizmetine ve yaşamına sunulmuş en büyük nimettir. Arz (yeryüzü) kelimesi, insanın yaşadığı dünya için kullanılır. Bitki, hayvan, dağ, deniz, nehir gibi varlıklara yapılan atıflarda, onların dünya hayatının bir parçası olduğu ve insanın istifadesine sunulduğu belirtilir.

Kur'an'da bu konu ile ilgili bir çok ayet vardır:

-"Göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından (bir nimet olarak) sizin hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen bir toplum için deliller vardır"(Casiye,13).

-"Göklerde, yerde ne varsa hepsini Allah'ın sizin hizmetinize verdiğini ve açıkça yahut gizlice üzerinizdeki nimetlerini tamamladığını görmediniz mi?..."(Lokman,20).

-"O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Bütün yıldızlar da O'nun emri ile sizin hizmetinize verilmiştir. Şüphesiz bunlarda aklını kullanan bir millet için ibretler vardır."(Nahl,12).

Kur'an-ı Kerim,Allah'ın (c.c) kudretinin delili bakımından dünyanın ve dünyadakilerin yaratılışını öne çıkarır.Dolayısıyla dünya ve içindekilerin yaratılışı bize Rabbimizin varlığını ve büyüklüğünü gösteriyor.

-"Ektiğiniz tohuma ne dersiniz?! O ekinleri yeşertip büyüten siz misiniz , yoksa onu yeşerten biz miyiz? Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde

şöyle geveleyip dururdunuz."(Vakıa,63-65).

-"O, yeri yayıp döşeyen, orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden (erkekli-dişili) iki eş yaratandır.O, geceyi gündüze bürüyor. Şüphesiz bunlarda, düşünen bir kavim için (Allah'ın varlığını gösteren) deliller vardır"(Ra'd,3).

Kur'an'ı Kerim dünya hayatında insanın başıboş bırakılmadığını ona yol gösteren peygamberler gönderdiğini bize anlatır. Peygamberlerin görevi, insanlara Allah'ın (c.c) yolunu göstermek,O'nun dinini ulaştırmak, iyileri müjdelemek, adaleti gerçekleştirmek, insanların arasındaki ihtilafları çözmek, yanlışa ve sapkınlıklara karşı uyarmaktır.

-"Biz, Nuh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyüb'e, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyetmiştik. Davud'a da Zebur vermiştik. Nice peygamberler gönderdik ki onların bir kısmının kıssasını sana daha önce anlattık, bir kısmını da anlatmadık. Allah, Musa ile de konuştu. Müjdeleyici ve uyarıcı peygamberler gönderdik ki, peygamberlerden sonra insanların Allah'a (c.c) karşı bir bahaneleri olmasın. Allah, üstündür, her şeyi yerli yerince yapandır."(Nisa,163-165).

Dünya hayatı, özünde imtihandır. İyinin kötünün, mü'minin kafirin, adilin, zalimin ortaya çıktığı yerdir. Dünya hayatı, insanın insanlığını ve Müslümanlığını sergilediği bir alandır. Yine dünya hayatı, dinin yaşanma alanıdır. Bu imtihanı başarıyla geçen ahireti de kazanmış demektir.

Rabbimiz Kur'an'da hem dünyayı hem de ahireti ihmal etmememizi istemektedir.

"Allah'ın sana verdiği (servet ve zenginlik gibi) şeylerde ahiret yurdunu ara. (Onları insanların yararına harcayarak ahirette seni mutlu kılacak mükafatı elde etmeğe çalış). Dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez"(Kasas,77).

Kur'an bizlere hem dünyada iyilik ve mutluğu hem de ahirette iyilik ve mutluluğu istememizi emreder." Onlardan bir kısmı da "Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru" derler"(Bakara,201).

Kur'an'ı Kerim'de dünya hayatının fani olduğu anlatılır ama dünyanın yalan olduğuna dair bir ayet yoktur.Dünya fanidir ayrı bir konudur, dünya yalandır ayrı bir konudur. Çünkü Hadisi şerifte Resulullah (sav) "Dünya ahiretin tarlasıdır" buyuruyor.

UNUTMAYIN:Ürünler tarlada yetişir.Tarla yoksa üründe olmaz.

Abdulvasih DURAN