Sürekli olarak işsizlik rakamlarını açıklıyor ve üzerine sonuçsuz bir sürü tartışmalar yaşanıyor. Kimi diyor ki Alman sistemini uygulayalım, kimi Amerikan sistemi, kimi Çin bu işi söyle yapmış gibi birçok söylem hepimizin ağzından düşmüyor. Geçtiğimiz hafta işsizlik rakamları açıklandı. Yine aynı tartışmalar birkaç gün gündem de yer aldı ve herkes yine kendi hayatına döndü.

Açıklanan rakamlarda beni her zaman olduğu gibi yine en fazla etkileyen nokta genç nüfusumuzun boş gezen sayısının oldukça fazla olması. Oransal olarak işsizlik rakamları veriliyor. Dönemsel olarak yukarı aşağı oynayabilir. Ülkenin durumuna göre artabilir ya da azalabilir. Bu gibi gelişmelerin hepsi bir şekilde tolare edilebilir. Ancak dinamik nüfusumuzda övündüğümüz ülkemizde genç işsizlik rakamları açıkçası büyüteç ile bakılması gereken inçe bir ayrıntıdır.

Yaklaşık olarak 5 buçuk milyon kişi ne istihdamda ne eğitimde yer alıyor. Özellikle 20-29 yaş arası halk arasında taşı sıksa suyunu çıkaracak dediğimiz yaş grubunun boş geziyor olması işsizlik konusu içerindeki en ivedi önceliklendirilmesi gereken konudur.

İşte burada Dünya'da yetenek yönetimi şeklinde isimlendirilen kavram hayatımıza girmesi gerekmektedir.

Peki nedir bu Yetenek Yönetimi ?

Kısaca Yeteneklerin ve yetkinliklerin yönetilmesi anlamına gelir. İnsanların gelişmesini sağlamak, hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak ve en iyi performansa ulaşmaları için yönlendirmek olarak nitelendirebiliriz. Uluslararası şirketler insan kaynakları politikalarında artık bu kavram üzerinden hareket etmekte ve maksimum verimliliği yakalamaktadır. Devletleri yada ülkeleri birer büyük ölçekli şirket olarak gördüğümüzde aslında yapılması gereken farklı değildir. Küçüklükten başlayarak bireyin yetkinliklerinin tespiti ve yönlendirilmesi ülkelerin ilerlemesine maksimumda katkı sağlayacaktır. Büyük resimde bu hususu planladığımızda alt başlık olarak mesleki eğitimi de yetenek yönetimi içerisinde değerlendirebiliriz.

Burada yapılması gereken ilk olarak ülkemizdeki işgücü envanterinin çıkarılmasıdır. Ardından önümüzdeki süreçte ülkenin stratejik sektörleri, yapılacak yatırımlar ve Dünya konjonktürü ile hangi alanlarda nasıl sistematiğin kurulacağı belirlenecektir. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde bugünkü mesleklerin %50 sinden fazlasının olmayacağı düşünüldüğünde ülkenin insan kaynağının yönetilmesi için son derece önemlidir. Bu envanter ve veriler sonrasında eğitimden ticarete kadar tüm unsurlar belirli planlamalar dahilinde harekete geçirilecektir.