Biraz yaşı ilerlemiş kime sorarsanız "Ah eski zamanlar" veya "Bizim zamanımızda..." diye iç çekerek söze başlarlar.Çok da haksız sayılmazlar.Çünkü "ESKİ" demek aslında değerlerin,örf ve adetlerin yaşandığı dönemlerdi.

Günümüz daha çok tekniğin ilerlediği,maddi alanın rahatladığı ancak maneviyatın ve değerlerin azaldığı bir dönemdir.Onun için haklı olarak şöyle derler:

-Altın çoğaldı ama altın değerinde insanlar azaldı,

-Beyaz eşyaya ömür boyu garanti veriliyor,ama en yakın arkadaşınızın bir gün sizi yanıltmayacağına garanti veremiyorsunuz,

-Eşyada işçiliğe önem verildi ama insanda kişiliğe önem verilmedi, v.b.

Günümüzde en çok özlenen kavramlardan birisi de şüphesiz "Gerçek Dost" kavramıdır.Bu konuda bir çok insan hemfikirdir.Yani eski dostluğu arayanların sayısı bir hayli fazladır.

Dostluk kavramı,insanın ve toplumun hayatında önemli kavramlardan biridir."Hakiki Dostluk" üzerine anlatılan çok hikayeler,atasözleri ve deyimler vardır.Hatta "Dostluk ve Arkadaşlık" üzerine ayetler ve Hadis-i Şerifler vardır.

"Kişi dostunun dini üzerinedir" Hadisi,bizlere dostun ve arkadaşın insanın dinini değiştirecek kadar önemli olduğunu hatırlatıyor.Ve yine başka bir Hadislerinde Sevgili Peygamberimiz (sav): "İyi arkadaş/dost güzel koku satan kişi gibidir.Yanında durduğunuzda o koku mutlaka size de gelir.Kötü arkadaş/dost ise demirci körüğü gibidir.Ateşin yanında oturursanız o ateş mutlaka size de zarar verir" buyurmaktadır.

Dostluk genellikle insanın dışında gelişir.Yani şununla dost olayım veya çarşıya çıkıp bir dost bulayım ile gerçekleşmez.Onun için hayatın akışı içinde huyu huyumuza uyan,fikrimiz ve zikrimizin uyduğu kişilerle dost oluruz.Dostluk zoraki olmadığı için dostluk ile ilgili şöyle bir tanım yapılmıştır:"Katlandığımız değil,razı olduğumuz insanlar dostlarımızdır".

Dostluk ile ilgili çok söz ve deyimlerin olduğunu söylemiştik.Yine bu güzel sözlerden bir tanesinde "Önce refik sonra tarik (Önce dost sonra yol)" denilerek yola çıkacağımız insanları dikkatli ve rikkatli seçmemiz tembihlenir.

Yola çıkacağımız insanları yüzde yüz isabetle seçme şansımız maalesef yoktur. Yanımızdakinin gerçek dost olup olmadığı hayat yolculuğu esnasında ortaya çıkar.

Hayat yolculuğu esnasında yanımızdakinin gerçek dost olmadığı ortaya çıkışı bizi hayal kırıklığına uğratır ve "Yol değil Yolcu bizi yorar".

Dotluk ve arkadaşlık iki türlüdür:

1-Hasbi olanlar:Yani hiçbir menfaata dayanmayan,maddi çıkarın ön planda olmadığı "Lira" değil "Lillah"in esas alındığı dostluklar,

2-Hisabi olanlar:Yani menfaat ve çıkara dayanan dostluk ve arkadaşlıklar.Bu tür dostluklarda menfaat bitti mi dostluk ta biter.

Gerçek bir dostluğun oluşabilmesi için zorluklara,yokluklara ve imtihanlara ihtiyaç vardır.Asıl marifet (manevi) bahar ve yaz mevsiminde değildir,Manevi kışı yüz akı ile atlatmış bir dostluk gerçek dostluktur."İyi günün dostu" diye klasik bir söz vardır.Bu dostluk çeşidi tercih edilen bir dostluk çeşidi değildir."Kötü günün dostu" olabiliyorsanız iyi dostsunuz.Yoksa "Düşenin dostu olmaz" atasözüyle karşı karşıya gelirsiniz.

Üzülerek şunu söylemek durumdayız.Dünyevi menfaatler için ve mevki makam için "kırk yıllık dostların" birbirine sırt çevirdiği günler yaşıyoruz.Ayrıca dostluk sadece bu dünya ile sınırlı olan bir kavram da değildir. Büyüklerimizden sanırım "Ahiret Kardeşliği" diye çok güzel bir söz duymuşsunuzdur.Çünkü büyüklerimiz boş konuşmazlardı.Büyüklerin sözleri sözlerin büyüğüdür.Onlar ya bir ayet veya bir hadisin ışığında sözler söylerlerdi. Hadisi şerif ne buyuruyor:"Kişi sevdiğiyle beraberdir".

Öyleyse şu ayetin anlamını da iyice düşünerek dostunuzu/arkadaşınızı seçiniz:

"O gün Allah'a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dostlar birbirine düşman olurlar"(Zuhruf,67).