Bazen bir yazıya siz yön verirsiniz bazen de gündem ve gündemdeki olaylar sizin yazınızı yön verebilir. Malum dolar hakkında bir iki kelam etmeden geçemeyeceğim. "Dünya beşten büyüktür" sözünün kaynağı Türkiye, büyükler tarafından abluka altına alınmıştı çeşitli yöntemlerle uzun zamandan beri.

Neden bunlar Türkiye'nin başına geliyor, diye merak etmiyoruz artık. Çünkü biz o güçlendikçe bizi yönetmek isteyenler ensemize vurup ağzımızdan lokmamızı çalanlar artık ne vuracak bir ense ne de kolayca alacak bir lokma bulabiliyorlar. "Ülkem olarak sen ne isen ben de oyum" diyoruz dünya üzerinde. Şimdi birçok badireden sonra bizi dolarla ekonomi ile batırmaya, tekrar eski pısırık halimize çevirmeye çalışıyorlar. Aslında Kur'an-ı Kerim'de "Şeytan sizi cimrilikle, malların kaybolması veya azalması ile kokutacağından" bahseder. Bu korkutur gibi ifadeler manipülasyondur. Söz konusu olan şimdi budur. Tam şeytanca bir oyun. Herkesin cebine uzanan, herkesin işini, ocağını söndüren bir hareket çekiyorlar. Paramızın değerini düşürüp başımızdaki sevdiğimiz, severek seçtiğimiz yöneticilerimizi kendi ellerimizle alaşağı edeceğimizi sanıyorlar. Biz 15 Temmuzda bir şey söyledik dünyanın kodamanlarına demokrasinin en güçlü yöntemini kullanarak. Kendi ellerimizle seçtiği "büyük ustaya" bir kez daha devleti teslim ettik. Şimdi onlar istiyorlar ki hem kendi irademizle seçtiğimizi hem de kendi irademizi yok sayalım, onların güdümüne girelim. Ancak sıkıntılar gün geçtikçe büyüyor, büyüdükçe biz daha çok yaklaşıyoruz birbirimize. Belki de ben öyle görmek istiyorum.

Okuduğum, izlediğim onca haberler karşısında millet "hakikati kavramış" gibi duruyor. Dolarlar yakılıyor, yastık altındaki altınlar piyasaya çıkarılıyor... Direniş ve mücadele bütün hızıyla devam ediyor. Ne hikmetse benim de içimde herhangi bir korku yok. Bu birilerine dolar borcumun olmaması ya da altın borcumun olmamasına dayanmıyor. İş bilen, milletini seven yöneticilerimizin bu tür sorunlara çözüm bulacağına inanıyoruz.

Tam burada yine Kur'an-ı Kerim'de bahsedilen Talut ve Calut kıssası hatırlayalım... Peygamber'in Allah'tan aldığı işaret ile Talut, bilgisi ve güçlü kuvvetli oluşu sebebiyle ordunun başına seçilmişti. Karşısında kafir kalabalık ordusuyla Calut yer alıyordu. Sonra tefsirin anlattığına göre 80 bin kişilik Talut ordusu bir nehir ile imtihan edildi. Talut ordusuna "bu nehirden su içmeyin ya da sadece bir avuç içen bizdendir" dediği halde ordunun birçoğu kana kana su içtiler ve nehrin karşı tarafına geçtiler. Karınları su ile şişmiş olan insanlar "bugün Calut'un ordusuna galip gelecek halimiz yoktur" dediler. O sırada "nice az topluluklar nice çok topluluklara galip gelmiştir" kuralı haykırıldı ve Davut Aleyhisselam genç bir delikanlı olarak elindeki taşı sapanla fırlatıp zalim Calut'u öldürdü. Zafer, Talut ve ordusunun oldu. Kıssadan bize kalan hisse şu olmalı.

Aslında dünya kazancı, kar etmek, kısa yoldan köşeyi dönmek gibi imtihan nehirleriyle karşılaşıyoruz. Bazılarımız gönlündeki inancını, zihnindeki matematiğe terk ediyor görünüyorlar. Karlı olacaklarını zannediyorlar. Dolar alıp biriktirenleri kastediyorum. Ancak inanan bir avuç samimi insan yani bilge ve güçlü duruşlu liderine bağlı millet fertleri Calut gibi güçlü görünen ancak liderliği bile problemli olan Trampa karşı zafer elde edeceklerdir.

Dünya üzerinde kaç tane bizim başkanımız gibi güçlü lider var? Bunca yıldır ülkeyi geliştirerek, büyüterek yöneten şahsiyetli onurlu, milletimizin inanç ve kültür köklerine sapasağlam bağlı, yıllardır beklenen kaç lider var acaba? Dolayısıyla kendi irademizle seçtiğimiz yöneticilerimizin dediklerini takip ederek onların söylediklerini uygulayarak bu savaşı da kazanacağız. İşi bilen, tecrübeli komutan edasıyla ekonomiyi yönetebilecek kabiliyete sahip... Bu dolar, bir gün solar. Solduğu zaman kuru yapraklarla döner ve bu kuru yapraklar da rüzgarda savrulup gider.

Dolayısıyla belki bu olumsuz görünen vaziyetin karşısında milletimiz fırsatları değerlendirecek ve "kötü komşu insani mal sahibi yaparmış" kuralı gereği bizi mal sahibi yapacak. Bizler daha çok üreteceğiz ve bizler daha çok ihraç edeceğiz.... Kendimize ait olanı daha fazla koruyacağız. İşte böylece bu badireyi de atlatmış olacağız. Doların tahakkümü bir papazın iadesi ile şekillenmeye başladı ama medyada yazıp çizilenler perdenin arkasındaki hakikatleri biliyorlar.

Bu kadarla bitmiyor. Bir dostum, Facebook'ta iyi ve güzelce bir şey paylaşmış "Erdoğan Türkiye'yi yönetemiyor diye değildir bu doların yükselişi Amerika Türkiye'yi yönetemiyor diyedir. Yükseliş dolayısıyla kendimize sahip çıkarsak, bu işinde üstesinden geliriz Allah'ın izniyle... Bence, 15 Temmuz'da "meydanlara çıkın, havaalanlarına gidin" diye bir ses duyan milletin yaptığını bir kez daha yapması gerekir şimdi. Türk parasını yükseltme vakti, alış vermiş alışverişimizi Türk parasıyla yapacağız. Baskıdan kendimizi kurtaracağız dünyanın hakikatleri deyip inancını yok sayan Zavallı gafillere aldanmadan İnançla yaptığımızdan emin olarak bu yolda yürümeli bu fırtınayı, bu kasırgayı da atlatması bilmeliyiz. Sağlam, kökü olan ağaçlara kasırgalar hiçbir vakit zarar veremezler. Eğebilirler, düşebilirler ama kıramazlar... İşte bu duygu ve düşüncelerle milletimizin soylu Dirilişe ve direnişine selam olsun diyorum.