Okullardaki değerler eğitimi uygulamasının Ekim-kasım ayı konularından biri de ''saygı''. Adalet gibi saygı da önemli bir konu. Toplum olarak kimsenin kimseye saygısının olmadığı bir dönemden geçiyoruz.

Günümüzde, çocuğun anneye ve babaya, akrabanın akrabaya, komşunun komşuya, şoförün yayaya, esnafın müşteriye, öğrencinin öğretmenine, patronun çalışanına, erkeğin eşine ,kadının kocasına saygısının olmadığı örnekler yaşıyoruz.

Her yaşlanan kesim geriye dönüp baktığında eski saygının kalmadığını söylemekte. Her fırsatta bu konudaki şikayetlerini meclislerde dile getirmektedir.

Her şeyde maddiyat ,saygı gibi önemli değerlerin önüne geçmiş durumda.Herkes bu konudan yakınıyor ama maalesef bir şeyler yapılamıyor.İş dönüp dolaşıp eğitime geliyor.Saygı değerinin yitirilmemesi için Milli Eğitim Bakanlığı,Okul yöneticileri,öğretmenler,Televizyon ve Radyo Üst Kurulu ile ailelere büyük görevler düşmektedir.

Okulda öğrenciler olumlu yönde davranış değişikliği meydana getirecekleri yerde olumsuz davranış değişiklikleri doruk noktasına ulaştı.Televizyonlarda gösterilen olumsuz davranışlar ister istemez genç izleyici kitlesini olumsuz etkiliyor.

Çocukların elinden cep telefonları düşmez oldu.Çep telefonlarındaki tik tok gibi benzeri uygulamalardaki video ve görseller geleceğimizin güvencesi çocuklarımızı olumsuz etkiliyor.

Defolu çıkan bir buzdolabını gider yenisi ile değiştirebiliriz ama Milli Eğitim Bakanlığının amaçları doğrultusunda yetiştirilmeyen bir nesilde ileride nasıl bir olumlu davranış değişikliği meydana getirebiliriz?

Hiç düşündünüz mü?Bizde bilindik bir atasözü vardır.''İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.''O halde bir nesli heba etmeden şimdiden önlemini almalıyız.Unutmayalım üzüm üzüme baka baka kararır.

Biz ne isek çocuğumuz da odur.Bence bu işin asıl sorumluluğu anne ve babalara ait.Armut dibine düşer.Anne ve babalar da diğer kurumlar gibi toplumuzda saygının yerleşmesi için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir.

Evlatlar, anne babaları için bir okul gibidirler. Ebeveyn bir bakıma kendi nefsinde gizli duran, pek açığa çıkmayan, türlü türlü huysuzlukları, inatçılıkları, çekememezlikleri, kıskançlıkları, o çok sevdikleri yavrularında en açık ve yalın haliyle seyretme imkanını buluyorlar. Doğrusunu söylemek gerekirse, her anne baba, aynı başarıyla bu eğitimi tamamlayamıyor.


Bu konuda başarının olmazsa olmaz ön şartlarından biri de anne-babanın çocuğunda gördüğü olumsuzlukların, kendi nefsiyle ilişkisinin ve bağlantısının ne kadar olduğunu sorgulamasıdır. Onların ne kadarının kendisinde de bulunup bulunmadığını kontrol etmesidir.

Biz biz olalım saygıda kusur etmeyelim.Sözlerimi saygı konusunda söylenmiş sözlerle noktalıyorum.

Çocuklara saygıyı öğretmenin en iyi yolu onlara saygı göstermektir.

Ey oğul; ananı, atanı say, bereket büyüklerle beraberdir." (Şeyh Edebali)

Saygı düzenin anahtarıdır.