1960 yılından bugüne Türkiye, 5 askeri darbeye şahit oldu. İlkinde dönemin Başbakanı ile 2 bakanı asıldı. 1971 muhtırası ile hükümet devrildi. 80 darbesinde idamlar, faili meçhul cinayetler, işkenceler, fişlemeler yaşandı. 28 Şubat?ta dindar kesime akla hayale gelmedik saldırılar yapıldı. Seçimle gelmiş olan meşru hükümet alaşağı edildi. 27 Nisan?da Cumhurbaşkanının nasıl olacağına millet değil, TBMM değil ordudaki çok muhterem paşalarımız karar verecekmiş gibi hükümete muhtıra verildi. Diğer dördünün aksine ilk kez bir hükümet ?Haddini bil, sen benim memurumsun? dedi.

5 kez demokrasi iğfal edildi. 5 kez demokrasinin ırzına geçenler yargılanamadı. Onlardan hesap sorulamadı. Şimdilerde yeni yeni 80 darbesi, 28 Şubat ve 27 Nisan için soruşturmalar başladı. Demokrasiyi 5 kez kirleten ordunun içerisindeki bazı paşalar, yine çalışmalara başladı fakat bu kez yakalandılar. Ve ilk kez hesap soruldu. Yıllarca bu millete tepeden bakıp ?Biz sizin efendiniziz? diyenlerin önüne ilk kez adalet terazisi kondu. Önce Ergenekon ardından Balyoz derken Türkiye, İtalya örneğindeki gibi bağırsaklarını temizleye başladı. Kolay olmadı bu süreç. Ama sona gelindi. İlk olarak da Balyoz?da tarihi karar verildi. Darbecilerden hesap soramayan Türkiye, darbe teşebbüsünde bulunanları yakaladı ve cezasını verdi.

Hasan Cemal, ?Cumhuriyet?i çok sevmiştim? adlı kitabında 1971 muhtırası öncesindeki 9 Mart cuntası içerisinde İlhan Selçuk ile beraber yer aldıklarını yıllar sonra anlatmıştı. Cemal, bugün yaşananların ardından o gün yaptıkları cuntacılık faaliyetlerinden dolayı pişmanlığını ifade ediyordu. Acaba cuntacılara Silivri Cezaevi?nde destek veren, pankart açan İnegöllü Sosyal Demokratlar()?ın pişmanlığı için kaç yıl geçecek merak ediyorum.