Sivil Toplum Kurumlarından kabul edilen bir derneğin başkanıydı.

Güncel olayları medyadan takip ediyor ve gerekli açıklamalarıyla olaylar karşısında durduğu yeri de cümle cihana bildirmek için bir basın açıklaması yapmak istiyordu.

104 tane amiral emeklisi, eski alışkanlıkların getirdiği bir tavırla ülke yöneticilerine yani sivil siyasete ayar çekmeye çalışan bildiriyi bir gece yarısı yayınladılar.

Kendi dar pencerelerinden mazide kalan alışkanlıklarının esiri olmuş ve ezberlemiş oldukları birkaç kelime ile Türk milletinden destek bulacaklarına sanıyorlardı.

Basın bildirisini okumak isteyen dernek başkanı, amirallerin yorgun yürekleriyle böyle bir cesareti nereden bulduklarını merak etmedi değil.

Aslında bu cesareti gösterecek yüreklerin kaynağını merak ediyordu büyük oranda bilse bile... Çünkü emekli olup hayatın tadını, "bir eli yağda, bir eli balda" yaşıyorlardı.

Kim onları bu tatlı uykularından uyandırdı ve kim rahatlarına çomak soktu. Bunu çok merak etmiyordu aslında Çünkü eskiden darbenin ayak sesleri geldiğinde, gözlerimizi uzaklardaki varlıkları kesin ama suretleri belli bizden olmayan efendilerine dikiyorduk.

Emekli amiraller, bu ülkenin hizmetinde bulunmamış da başkalarının direktifiyle hareket etmişlerdi.

Türkiye'nin ilerlemesi ve belli alanlarda başarı göstermesi, milletin sıkıntılı günlerinde düzenli ve disiplinli bir yönetimle idare ediliyor olması çok canını sıkıyordu onların.

İçlerinden bazıları devlet yönetiminde bulunanlara, gıcık oluyor hatta düşmanca tavırlar takınarak diş biliyorlardı. Sayılarının azlığı böyle bir çıkış yapmayı engelliyordu.

Onca zamandır en yakınlarındaki gafillere(!) tehlikenin büyüklüğünü yani bu gericilerin, şu yobazların idare ettiği Türkiye gelişirse, bölgesinde söz sahibi olursa, Azerbaycan ve Libya gibi ülkelerde etkin siyaseti güder, Ortadoğu'da batılıların ya da İsrail'in planlarına çomak dürterse, kendi iç sorunlarını en üst düzeyde çözmeye çalışırsa ve bunca darbe girişimini bertaraf ederse... Böyle bir Türkiye Türk milletine çok büyük belalar(!) getirebilirdi.

Belki de kendilerini yaşlı kurt olarak tanımlayan, ülkenin ne gelişimiyle ne geleceğiyle ciddi boyutta ilgilenmeyen, ancak güzel başarıları kıskanan ve bu kıskançlığın üzerini eski darbe kırıntıları kelimelerle örten emekli amiraller...

Basın açıklaması yapacak adam, başına herhangi olumsuz bir şey gelebilir mi düşüncesinde sıyrılıp gün bugündür, dem bu demdir, diyerek gür sesle meydanlarda haykıracaktı.

Bu haykırış basın yayın organlarına fotoğraflar ve videolar olarak düşecekti. Böylece özgür iradesiyle seçtiği idarecileri destekleyip vazifesini yapmanın rahatlığı içinde evine dönecekti. (YARIN DEVAM EDECEK İNŞALLAH!))