İnegöl İshak Paşa Camii çevresinde yer alan "şehir-merkez mezarlığı", başta olmak üzere ; Cuma Mahallesi'nin, Sinan Bey Mahallesi'nin, Yenice Mahallesi'nin ve Hamidiye Mahallesi'nin mezarlıkları,park ve yeşil saha yapılmak üzere ; 1937 yılında İnegöl Belediyesi'nce kaldırılmıştır.

Bu arada eşi Tacünnisa Sultan Hatun Türbesi'nin dış tarafında yer alan İshak Paşa'nın mermer lahid ve şahidelerden oluşan mezarı da yerinden sökülerek lahid ve mezar taşları, eşi Tacünnisa Sultan Hatun Türbesi'nin bir köşesine yığılmıştır.

Tacünnisa Sultan Hatun Türbesi de o yıllarda yönetimi, İnegöl Belediye'since üstlenilmiş olan İnegöl İshak Paşa Halk Kütüphanesi'nin deposu olarak kullanılmıştır. 1963 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce İnegöl İshak Paşa Camii ve Külliyesi'nin, geniş çapta onarılmasına başlayıncaya dek bu durum, 26 sene devam etmiştir.

Bu dönemin İnegöl'e yansımaları arasında şunları da hatırlamakta yarar olacaktır: Kurtuluş Savaşı'ında, stratejik derinlık kazanmak amacı ile Türk savunma hattı, Sakarya-Kütahya ve Afyon güzergahında tesis olunmuştur. Türk Savunma hattı, böyle tesis olununca da İnegöl coğrafyası, tabii olarak, savunma hattının önünde ve de açıkta bırakılmıştır.

Ayrıca Yunan ordu birlikleri de Uludağ İznik Gölü hattında oluşturdukları savunma hattı merkezini İnegöl coğrafyasındaki "Çatal Tepe"de tesis eyledikleri için İnegöl coğrafyası, her çeşit istihbarat elemanının çalışma ve faaliyetine açık bir alan haline gelmiştir. Bu nedenle Kurtuluş Savaşı'nın başladığı ilk yıllarda, belediye başkanlığını uhdesinde bulunduran Merhum Osman Bey'in yaptığı,maskadını aşan ,kişisel çıkış ve tasarruflarından dolayı- İnegöl halkı, maalesef , bazı kaotik durumlar yaşamıştır.işte böyle bir ortamda "Cırgıt Hoca" lakabı ile tanınan Hacı Hasan Efendi ile "Koca Müftü" lakabı ile tanınan İnegöl Müftüsü Hasan Fehmi Aslan'ın -moral açıdan ve İnegöllülerin, "kuva-yı milliye "ülkü ve inancı etrafında birleştirilmesi açısından büyük hizmetleri olmuştur.

8 Temmuz 1920 günü Bursa'nın işgali sırasında ve sonrasında 56'ncı Tümen Komutanı Bekir Sami Bey'in planladığı geri çekilme stratejisi -planlandığı şekilde- gerçekleşmeyince Bursa İnegöl arası yol güzergahında tam bir kaos yaşanmıştır. Öyle ki; 56'ncı Tümen'in-subayları dışında kalan tüm askerler, silahlarını bırakarak birliklerini terk etmişlerdir.

İşte böyle bir kaos ortamında meydana gelen yönetim boşluğu nedeniyle İnegöllüler, derin bir kargaşa ve kaosun içine sürüklenmiştir. O günlerde halk arasında "koca müftü" lakabı ile anılan Merhum İnegöl Müftüsü Hasan Fehmi Aslan Efendi ile yine halk arasında "Cırgıt Hoca" diye anılan ve "Cırgıt Hoca Halk Mektebi"nin hocası Merhum Hacı Hasan Efendi, halkı teskin etmişler ve onlara moral kaynağı olmuşlardır.

"Cırgıt Hoca", İnegöl İshak Paşa Medresesi mezunlarından bir hoca efendidir. Halktan topladığı yardımlar ile K?sım Efendi Camii'nde ve K?sım Efendi'nin türbe girişinde yer alan cüzhaneyi, mektep haline getirmiş ve burada halka, fahri olarak, Kur'an-ı Kerim okumayı öğretmiş ve ilmihal bilgileri vermiştir.

Halkı, bu mektebe yaptığı" Çağrı" ile davet ettiği için halk dilinde kullanılan "Çığır! Git!" sözcükleri, zamanla halkın ağzında "Cırgıt"a dönüştürülmüş ve bu yakıştırma sözcük, Hacı Hasan Efendi'ye ve de mektebine, lakap ve isim olmuştur. "Cırgıt Hoca Halk Mektebi", 3 Mart 1924 yılında çıkarılıp uygulamaya konan ve de devletçe yapılacak eğitim ve öğretimin birleştirilmesini ön gören 431 Sayı- lı devrim kanunu gereği kapatılmıştır.

Ancak Cırgıt Hoca'nın oğlu Mehmed Emin Efendi ile torunu M. Faik Ergun Bey, yeni eğitim ve öğretim sistemi içinde görev almışlar ve İnegöllü gençlerin eğitim ve öğretimine geniş ölçüde katkıda bulunmuşlardır. (Devam edecek)

RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN

DÜZENLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN

AYHAN BAYRAKTAR