1937 Yılında İnegöl coğrafyasında yer alan vakıf mallarının devletçe yeniden tesbit ve tescil işlemlerinin yapılmasına gidilmiştir.

Bu amaçla Yenişehir vakıf memurluğunca yönetilen tesbit ve tescil çalışmaları sırasında Yıldırım Beyazıt,Sinan bey ve İshakpaşa hamamları, zilyed yoluyla o yıllarda işletmesini yapan kişiler adına tescili yapılmış ve de şahıs mülkü haline getirilmiştir.

İshakpaşa medresesinin dershane bölümü, belediyeye bağlı kü- tüphane haline getirilirken doğu cihetindeki hücreler müftülük hizmetine verilmiştir.

Batı cephesinde yer alan hücreler de o civarda faaliyet gösteren bakkaliye ve bakırcı esnafına vakıflar idaresi adına kiraya verilmiştir. Sinanbey Camii'nin giriş kapısına göre karşı "ada"da yer alan tekke ve zaviye, "akar-vakıf" olarak değerlendirilmiştir.

1937 Yılında semtin eşrafı arasında yer alan "Babacan" ailesi tarafından - koruma amaçlı olarak - kendi adına tapuya tescilini yaptırmıştır.

Ancak vefatına yakın bir zamanda varislerini toplayarak söz konusu bina ve arsanın, vakıf malı olduğu cihetle, miras konusu yapmamalarını vasıyyet etmiş ve kendi emlakının dışında tutulmasını varislerinden istemiştir.

1937 Yılında vakıflar adına tapuda tescil işlemleri yapılırken bu husus, söz konusu aile mensuplarından Merhum Kadir Babacan tarafından ortaya konunca burası, "akar-vakıf" niteliği ile tapuya tescil olunmuş ve yönetimi de mahalle muhtarlığına verilmiştir.

Daha sonraki yıllarda günümüzdeki Sinanbey Camii'nin, yeniden inşa edilmesi gündeme gelince de söz konusu tekke ve zaviye arsası, satılmış; satış bedeliyle de Sinanbey Camii inşaatı tamamlanmıştır.

"Arap Dede" diye anılan tekke ve zaviye şeyhine ait mezarın bulunduğu mahal, inşa edilmiş olan apartmanın bodrum girişinde koruma altına alınmıştır.

Tek parti devrinin milli şeflik dönemine gelince bu dönemde de İnegöl kökenli olup CHP'den Bursa milletvekili olan İstanbul Hukuk Fakültesi mezunlarından Merhum Abdurrahman Konuk (1916-1988) Bey ile Demircizade ailesinin damadları olan Yüksek orman mühendisi Fahri Bük (1897-1954) Bey, İnegöl coğrafyası ile yakinen ilgilenmişlerdir.

Merhum Abdurrahman Konuk Bey'in milletvekili bulunduğu 1940'lı yıllarda İnegöl'ün, Eskişehir-Ankara çıkışında ana caddeye nazır ve de beton kazıklar üzerine kurulu, takriben 15-50 metre uzunluğunda, ahşap bir buğday silosu, yapılmıştır.

Tanzimat devrinden bu yana hükümet konağı olarak kullanılmakta olan eski Emlak-i Şahane Binası da yıkılarak yerine, Cumhuriyet rejiminin prestij binası niteliğinde olmak üzere, günümüzdeki İnegöl Belediye Başkanlığı binası, yeni hükümet binası olarak inşa edilmiş ve hizmete açılmıştır.

Aynı yıllar içinde yine Cumhuriyetin prestij tesisi olarak eski belediye başkanlarından Osman Bey tarafından inşa ettirilmiş olan 25 yataklı İnegöl- Hastahanesi' nin karşısında yer alan geniş sahaya, tiyatro sahnesi ve de ortasında üç-dört kademeli fıskıyesi olan geniş ve de görkemli süs havuzlu bir aile bahçesi, inşa edilerek entelektüel tabakanın hizmetine sunulmuştur.

Demircizadelerin damadı olan Yüksek Orman Mühendisi Fahri Bük Bey'in millet vekili olduğu bu yıllarda devletçe İnegöl'de orman ürünlerine karşı ilgi arttırılmış; ormanla ilgili olarak kesim ve nakliye işleri açısından köylüler, teşvik edilmiştir. (DEVAM EDECEK)