Bugünlerde pek kimse farkında olamasa da Suriye'de hem Rusya ile, hem İran ile hem de Esed rejimi ile sıcak çatışmalar yaşıyoruz. Geçen gün bu minvalde TSK'ya ait 300 askeri araç İdlib'e girdi...

Yerel kaynaklar, geçen gece İdlib'e giriş yapan Türk konvoyunu son zamanda İdlib'e gönderilen en büyük konvoylardan biri olarak değerlendi. İş bu kadar ciddi yani.

Geçen yıllarda Rusya ile Soçi mutabakatına uymadığı döneme kadar dostluk pozları veriyorduk. S400 ler de alınırken hep dedim, bu Putin'e güven olmaz.. Peki ben alınmasını destekledim mi ? Evet.. Elbette alınmalı.. O teknolojiyi biz yapana dek mecbur alacaksın.. Eskiden iha'da alıyorduk ama artık yapıyoruz.. Şu S400'leri bi ameliyata yatırıp aynını yapalımda o zaman elimiz bi rahatlasın diye düşünüyorum son tahlilde...

Biz S400'lere mecbur kaldık, Rusya da doğalgazını Avrupaya satabilmek için bizim enerji koridoru olmak avantajımıza mecbur kaldı.. Türk Akımı projesi Rusya'nın can damarıdır. Topraklarımızdan geçer.. Aynı zamanda Avrupa'nın da can damarı bu. Karşılıklı hamlelerle iki devleti birbirine mecbur bırakan anlaşmalar bunlar... Aslında devletler arası ilişkilerde olağan şeyler bunlar.

Devlet yeri gelir ABD'ye karşı Rus ayısı ile yeri gelir Rusya'ya karşı ABD sırtlanı ile hamle yapar... Bazen doğru yapar bazen yanlış..

Ama sen insansın, devlet değil.. Devlet aklı farklı çalışır... Devletin kaypak politikalarına göre itikat inşa edemeyiz... Köprüden geçerken ayıya dayı der devlet. İsmet babanın dediği gibi;

"Geçene kadar ayıya dayı dememek için o köprüden geçmeyeceğim. İşimi köprüsüz yoluna koymanın imkanına talibim..."

Biz insan olarak buna talip olmalıyız..

Oysa sosyal medya hesabımdan kaç kez Rus bombardımanı haberi paylaştım.. İdlib'de katledilen sivilleri paylaştım.. İran ve Rusya'ya karşı uyarılarda bulundum.. Onlara karşı mesafemi beni takip edenler bilir zaten.. Lakin devletin menfaat icabı yaptığı karşılıklı anlaşmalara bakarak Putin'e sempati besleyenler şimdi büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor maalesef... Ayıdan post, gavurdan dost olmaz demiş atalarımız.. Ne de güzel demiş..

MAĞDUR OLAN AİLELER NE OLACAK ?

Valla benim babaannem 16 yaşında gelin olmuş.. Eskiden kadınlar 16 yaşında evliliğe adım atıyordu.. Ne oldu yani? Kim onları sapkınlıkla itham edebilir? Nasıl kınayabilir?

Ama şimdilerde 16-17 yaşında erkek/kız arkadaş edinip her haltı yiyince çağdaş olabiliyor.. Onların ki yaşam standardı oluyor...

Yani bu ülkede her şey olabilirsin ama rezil olamazsın...

Ve ayrıca bu bir kültür meselesi.. Doğuda erken yaşta evlilik gayet doğal karşılanan bir şey.. Bu insanları kendi kalıplarınıza sokarak kokuşmuş yaşam standartlarınıza zorlayamazsınız.. Hani özgürlük? Hani tercih hakkı falan..!? Mesela abazalarda da 35-40 yaşından önce evlenen neredeyse yok gibi... Bu da onların tercihi... Kim karışabilir ?

Yuva kurmuş insanları ''pedofili'' diyerek aşağılamak size dayatılan önkabulleri kendinizle birlikte bir diğerine de dayatmaktan başka bir şey değil... Erken yaşta evlendi diye bir çok insan cezaevlerinde gün dolduruyor. Çoluk çocukları zelzebil oldular. Hükümetin buna acil bir çözüm bulması, babaları çocuklarına, kocaları eşlerine kavuşturması lazım. Aksi halde bunun vebalini kaldıramazlar. Vicdanları varsa bu işi çözmeliler.