Çocuk ağlayınca, biraz şımarınca ya da eve bir misafirimiz geldiğinde eline tableti tutuşturuyoruz. Bulaşık, çamaşır gibi işimiz mi var hemen televizyonu açıyoruz. Gel oğlum/kızım bak sana çizgi film açtım,otur izle diyoruz.Bu işi sık yaptığımızda,süre kısıtlaması getirmediğimizde bunun alışkanlık haline dönüşeceğini hiç düşünüyor muyuz?Belki aranızda elbette düşünenleriniz vardır ancak düşünmeyenlerin sayısının çok olduğunu biliyorum.Bilgisayar ve tablet kullanımı amacı dışına çıktığında uyuşturucu ve sigara gibi zararlı bir alışkanlık haline dönüşüveriyor.

''Bilgisayar Başından Kalkmıyorsa Korkun'' başlıklı bir haber dikkatimi çekti.Bu haberde Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof.Dr.Ahmet Akgül'ün çocuklarda hareketsizliğin ölümcül sonuçlara neden olabileceği ifadesi yer alıyordu.Haberin devamında Antalya'da henüz 15 yaşında olan çocuğun sol bacağındaki toplar damarın pıhtı nedeniyle tıkandığı;nedeninin ise çocuğun tatil boyunca saatlerce bilgisayar başında kalması belirtiliyordu.

Bu durum işin fiziki boyutu.

Bunun bir de psikolojik boyutu ve eğitim kısmı var.Teknolojinin gelişmesi ile artık hayatımız daha da kolaylaştı diye sevinirken öte yandan da teknolojinin zararları ile karşı karşıya kaldık.Bilgisayar oyunları ve internet bağımlılığı çocuklarımızı tehdit eden çağın en büyük problemi oldu.Özellikle oyun çağındaki çocukların oyun oynaması gereken zamanlarda sanal uygulamalar,sanal oyunlar ve internet dünyasına hapsolunduklarını ne yazık ki gözlemliyoruz.Çocuğumuzu dışarı çıkaramaz olduk.Bilgisayarın başından koparamaz olduk.Uzun süre bilgisayarın başında kaldığında davranışları değişiyor,aşırı sinirlilik ve gerginlik hali başlıyor.Daha da fazlası oynadığı oyunun karakterleri gibi davranmaya başlıyor.Ağız ve yüz hattında kısa süreli de olsa değişimler gözleniyor.Bu olumsuzluklar yetmiyormuş gibi derslerde başarısızlık,içine kapanıklık ve konuşma güçlükleri ortaya çıkıyor.Bu durum velileri ziyadesiyle üzüyor.Veliler böyle durumlarda soluğu ya sınıf öğretmeninde alıyor ya da rehber öğretmenle görüşme talebinde bulunuyor.Yasaklamalar başlayınca da çocuk veli ile inatlaşmaya başlıyor.Söylenenlerin tam tersi yapılıyor.

Uzman Psikolog Yasemin Aker'in Bilgisayar Oyunları ve İnternet Bağımlılığı konulu makalesinde teknolojinin zararları şöyle sıralanmaktadır.Stres,obezite,sinirli ruh hali,yalan söylemeye alışmak,içe kapanmak,şiddet eğiliminin artması,görme ya da işitme kayıpları,kilo alma ya da aşırı kilo verme,sosyal yetenek kayıpları,sağlıksız uyku düzenine sahip olmak,gizliliği ihmal etme,sosyal ilişki sorunları,dikkat dağınıklığı yaşamak,sosyalleşmekten vazgeçme ve içe kapanma,kalabalık ortamda kendini ifade edememe sorunu,özgüven eksikliği.Sevgili anne ve babalar bu kadar olumsuzluğu göz ardı edebilir miyiz?Elbette hayır,dediğinizi duyar gibi oluyorum.

Bilgisayar oyunlarınını bir de eğitim yönünden değerlendirmek istiyorum.Çocukların en çok sevdiği bilgisayar oyunlarından biri de roblox oyunlarıdır.Benim bildiğim 100 e yakın roblox karakteri var.Hemen hemen tüm karakterlerin elinde silah var,kesici alet var.Çocuk oyunu bıraktıktan sonra saatlerce oyunun içindeki gerilimin etkisinden kurtulmakta zorlanıyor.Sadece şiddet,şiddet,şiddet var. Anne sevgisi,baba sevgisi, küçüğe saygı,büyüğe saygı,vatan sevgisi, insan sevgisi yok. Okulda öğretim, oyunlarda şiddet var. Eğitim nerede? Bunları nasıl eğiteceğiz? Birlikte oynamayı, kardeşiliği,vatan ve bayrak sevgisini,adaleti,doğrudan yana olmayı nasıl ve ne zaman öğreteceğiz?Yazımı okuyan birçok eğitimci okullarımızda bunların hepsi veriliyor der gibi olduğunu hissediyorum.Ancak kim ne derse desin nedense benim inanasım gelmiyor.Bu önemli bir eğitim sorundur.40 yılı aşan gözlemlerim bana böyle söyletiyor.Bu soruna eğitime yön veren yetkililer ve siyasiler çözüm üretmelidir.Türkiye şampiyonları çıkaracağız derken eğitimi göz ardı ediyoruz gibi geliyor.Benden söylemesi.

Bir de çocukların çok sevdiği minecraft oyunu var.Lütfen bir kez izleyin.Neymiş Demir Adam Bebek Polisi Kaçırdı.Neymiş Kerem Komiser Fakir Adam ile Dövüşüyor gibi yüzlerce video.İzlerken içim acıyor.Bu nesili nasıl bir son bekliyor diye umutsuzluğa düşüyor gibi oluyorum.Fedakar öğretmenlerimizin ve çalışkan okul yöneticilerimizin varlığını bildiğim için yeniden umutlanıyorum.

Bunun bir sorun olduğunu bilirsek çözümünü de bulacağımıza inanıyorum.Sevgili anne ve babaları bugünden tezi yok duyarlı olmaya ve önlem almaya davet ediyorum.Çocuklara mutlaka ekran sınırlaması getirilmelidir.Normal şartllar altında bir çocuğun ekran zamanı en fazla 1-2 saat olmalıdır.Sonuç olarak, bu zaman dilimleri kesinlikle aşılmamalıdır.

Sevgili anne ve babalar yangını kıvılcım iken söndürelim.Evin her tarafına sıçradığında maddi ve manevi kaybı büyük olur.Ekranda geçirilen süreye kısıtlama getiriniz.Bunu yaparken çocuklarla zıtlaşmayınız.Kesinlikle inatlaşmayınız.Yaşı size küçük gelebilir ama yaşına rağmen büyük düşündüklerini,olayları çok iyi gözlemlediklerini,size verecek cevapları olduğunu asla akıldan çıkarmayınız.Bunu bilerek onlarla konuşunuz.Onları anladığınızı,dinlediğinizi,sevdiğinizi hissettiriniz.Onları konuşarak ikna etmeye çalışınız.Bu konuda başarılı olamıyorsanız okulların rehberlik servisinden destek alınız.

Sözlerimi ''Terbiyenin sırrı, çocuğa saygı ile başlar.''özdeyişiyle noktalamak istiyorum.