Bizim anne baba olarak öğretmediklerimiz bir tarafa, okulda öğretmen çocuğun yaptığı olumsuz davranış hakkında uyardı diye gittik öğretmene hesap sorduk, şikayet ettik, hatta dövdük.

Ödevlerini biz yaptık, yemeğini ağzına verdik, oyuncaklarını biz topladık. Hata yaptığında hatasını göstermek yerine üstünü kapattık. Kısaca kişiliğini oluşturmasına engel olduk..

Çocuk dünyadaki her şeyin kendisi için var olduğunu düşündü. Hayatın gerçekleriyle yüzleşip de dünyada ki herhangi bir kişi olduğunu gördüğünde depresyona girdi.

Kaldıramadı cinnet geçirip ya çevresindekilere yada kendine zarar verdi. Erkek çocuklarına cinsiyetçiliği bebekliklerinden itibaren aşıladık. Sen erkeksin dedik.

Önünde neredeyse el pençe divan durduk, kız kardeşlerini ona hizmetle görevlendirdik.Erkek adam yapar dedik. Öyle de oldu, ya gitti tecavüz etti ya da kendisi hoşlandı diye genç kızı malı olarak sahiplendi .

Kendi malına da istediği gibi davranma hakkına sahip olduğunu sandı. İstemiyor diye onu öldürebildi. Çocukların hayallerindeki mesleklerden bile elimizi çekmedik.

Taa o zamandan çok para kazanabileceği meslekleri önüne koyduk. Sebebi de çocuğun o meslekle ilgili öngördüğümüz yeteneği değil tamamen çok para kazanması olarak gösterdik.

Sonuç; parayı hayatının merkezine koyan yetişkinler oldu. Öyle ki para için hırsızlık yapmayı, hak almayı , hile yapmayı hatta kardeş kanı akıtmayı mübah gördü.

Birkaç dönem nesli maalesef bu şekilde heba ettik. Ektiklerimizin defolu ürünleri her gün artarak önümüze çıkmakta. İşte bu yüzden idam değil ne getirilirse getirilsin maalesef bu olumsuzluklar, bu vahşet bitmeyecek artarak devam edecektir.

Önce kendi kültürümüze uygun doğru eğitim modelini uygulamayı tekrar öğrenmemiz gerekmektedir.

İnsanoğlu için olmazsa olmaz evrensel nitelikteki Değerler Eğitimi proje olmayacak kadar önemlidir eğitimin tam kalbindedir ve doğumdan ölüme kadardır.

Dolayısıyla değerler eğitimi sadece okullarda proje olarak yapılması çocukların değerlerimizi içseleştirmesine olanak vermez.

Değerler eğitimi bebeğin doğumu ile beraber evde başlar, okulda devam eder , yetişkinlikte tüm sosyal hayata geçer.

İşte bu yüzden her şeyden önce kendimizi sorgulayıp değerlerimize sahip çıkıp çocuklarımızı da bu ilkeler doğrultusunda yetiştirmeliyiz. Elbetteki sosyal kirlilik çocuklarımızı olumsuz etkilese de biz bu asli görevimizi asla göz ardı etmemeliyiz.

Biz toplum olarak kendimize ve çocuklarımızın eğitimine çekidüzen vermezsekileri de daha birçok Eylül , Leyla vakalarına şahit olacağımız aşikardır.

MİNE ATICI- KENT KONSEYİ KADINLAR MECLİSİ BAŞKANI