Bir koyun sürüsünü korumak, yaşamsal faaliyetlerini karşılamak, mevcut çiftçilik dışında bir mesleğin doğmasını zorunlu kılmıştır. Sürünün sağlıklı, verimli ve sahibine kazanç sağlar durumda olması büyük ölçüde çobana bağlıdır. Çobanlığın Anadolu'da başladığı ve 6000 yıllık bir geçmişi olduğu düşünülmektedir. Çobanların yalnızca büyükbaş hayvan otlatanlarına sığırtmaç denir.

Peygamberlerin hepsinin çobanlık yaptığına inanılır. Hayvan güdücülük Türk yurtlarında önemli bir meslek olup küçükbaş hayvancılığın da kilit noktasıdır. Çobanlık mesleği küçük farklılıklarla her bölgede hemen hemen aynıdır. Koyunu seven, uzunca bir süre sonunda sürü idaresinde bilgi ve pratik kazanan insanlardan çoban olur. Çoban hayatını koyunların hayatına uydurur.

Gün ağarırken işinin başında olur. Sabah 3-5 saatlik otlatma sonrası sürüyü gölgelik bir yere çeker. Öğleden sonra yeniden otlatmaya devam edilir. Akşam karanlığına kadar otlatma sürer. Otlamaya götürülen hayvanların belli yönlerde güdülmesi, suya götürülmesi, kötü havalarda ağıla alınması ve yemlenmesi çobanın dikkatle izleteceği işlerdendir.

En yakın yardımcısı da köpeğidir. Özellikle açık meralarda koyun güdüldüğünde bir veya iki çoban köpeği önemli görevler üstlenir. Eğitilmiş çoban köpekleri düdük ve ıslık yoluyla kendilerine verilen talimatı anlayıp, koyunları istenilen yöne sevk ederler. Sürülerde vahşi hayvan saldırıları için beslenen büyük ve kuvvetli çoban köpekleri de vardır.

Başka sürülere karıştırmadan, ekili alanlara zarar vermeden sürüyü yönetirler. Yırtıcı hayvanlara, zehirli bitkilere de dikkat ederler. Sürünün göçünü yönettiği gibi, gerektiğinde koyunu kırkar ve yapağıyı satarlar. Koyunları sağar sütünden peynir ve yoğurt yaparlar. Hasta, yem yemeyen hayvanlar çobanın dikkati sayesinde fark edilir. Sağımda, doğumda hep çobana iş düşer.

Çoban bu işleri yaparken bir başınadır. O yüzden karşılaşacağı sorunları da yalnız çözeceğini bilir. Giysileri kalındır; yün çorap, su geçirmez ayakkabı, keçe başlık, kepenek, ceket vb. Tehlikeyi savuşturmak için mutlaka silahları olur nacak, değnek, tüfek gibi.

Tedbirlidirler; bir ucu çobanın ayağına bir ucu da bir koyunun ayağına bağlanan kendir ipleri vardır. Çoban uyuduğunda sürü hareket ederse ayağı bağlı koyunda hareket edeceğinden çoban uyanır. Bir vahşi hayvan saldırısında da da koyunlar kaçışmaya başlayınca yine aynı ip sayesinde çoban uyanır.

Küçükbaş hayvancılık ilçemizde hep yapıla gelmiştir. Büyük, küçük hemen bütün köylerimizin sürüsü ve çobanı olmuştur. Hatta çevre il ve ilçelerden düzenli olarak gelip köylerimizde çobanlık yapan kişiler de vardır. İlçemizde de büyük çapta koyunculuk yapan ailelerimiz, kendi sürülerinin çobanlığını da kendileri yaparlar.

Kemalpaşa Mahallesi Koca Çayırda Cevat ve Muharrem Turan Kardeşler, Tayyare Meydanında Yetiş Huli, Mustafa Varol aklımızda kalan çobanlardan bazılarıdır.

Kaynakça : Prof.Dr.Mehmet Koyuncu Küçükbaş hayvan Yetiştiriciliğinin Anahtarı "Çoban" Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi zootekni bölümü