Her insanın mutlaka bir kaç ay köyde yaşaması gerekir, diye kendi kendine mırıldandı orta yaşlı adam.Her ne kadar çocukluğunun geçtiği küçük kasaba köy hayatına benziyor olsa da şimdi yaşadığı köy hayatı ona köy hayatını daha yakından öğretmişti.

Orta yaşlı adam tatillerde,oğlunun imamlık yaptığı dağ köyüne gidiyordu.Oğlunun bekar olması nedeniyle ailece -kuş uçmaz kervan geçmez Torosların tepesinde ki- bu köyde onu yalnız bırakmamak için yanında kalıyorlardı.

Uzun süre şehirde kalan bir insan için sessiz sakin,telefon ve internetin çekmediği bir dağ başındaki köye hemen alışmak kolay olmazdı.Her gün telefonla görüşen ve internetten olup bitenleri izleyen bir insan için köy ilk anda zor gelmeye başlamıştı.

Orta yaşlı adam,bu sıkıntıları aşmak için kendi kendine alternatifler üretmeye başlamıştı.Örneğin köye giderken yanına bolca kitap almıştı.Hem okuyacak ve hem de özet çıkartacaktı.En yakın ilçeye de -her ne kadar ulaşım sıkıntılı olsa da- arada bir gitmeyi planlamıştı.Belki de can sıkıntısını böylece atlatmış olacaktı.

Nitekim planladığı gibi kitaplarının bir kısmını okudu bazı özetler de çıkardı.Fakat daha önceden hesaplayamadığı tabiat ile yakından baş başa kalmanın önemini fark etti.Zamanının bir kısmını tabiat ile baş başa kalmaya ayırdı.Köyde ki doğal hayatı,kuşları,koyunları,arıları,daha önceden hiç görmediği değişik canlıların yakın ve uzaktan şekillerini müşahede ederken çok yeni şeyler öğrenmekte olduğunu fark etti.

Tavukları,arıları,köpekleri,keçi ve koyunları bilmeyen yoktur.Ama bunların yaşantısını yakından görünce ve sahiplerinin "onlar şöyle yapar böyle yapmaz" dediklerini duyunca gerçekten ne kadar eksik olduğunu anladı.

Orta yaşlı adam daha önceden sosyoloji de okuduğu bilgileri hatırladı.O bilgilerde insan gurupları tanıtılırken en ciddi insan topluluğunun köylüler olduğunu öğrenmişti.Köylüler toprak ile iç içe oldukları için ciddidirler.Toprağa ne ekersen onu biçeceğin için toprağın şakası ve hilesi yoktur.O nedenle toprakla uğraşan köylüler de ciddidirler,safidirler.O nedenle köylüye Galata Kulesi,Saat Kulesi satılırken bunları alan köylü saf olduğundan değil SAFİ (Temiz) olduğundan bizim üç kağıtçıya kanıyor.

Orta yaşlı adam zaman zaman köyü gezer köylüleri ziyaret etmekten onlarla sohbet etmekten mutlu oluyordu.Hele hele bu ziyaretler esnasında maddi durumu iyi olmayan bu insanların çayın yanına koydukları ikramların ne kadar mütevazi olduğunu görünce duygulanıyordu.Ev sahibi teyzemizin cam kavanoz içine sakladığı leblebilerden ,bez torbasından çıkardığı elma kurusundan v.b.ikramını görünce hüzünleniyordu.

Maddi durumu pek iyi olmayan bu köyün evleri de çok eski evlerdir.Maddi imkansızlık içinde ki bu insanlar ihtiyaçlarını en mütevazi şekilde gidermeye çalışmışlardır.Örneğin bir ailenin, yere yapışık evin balkonunun önünü seçimlerden kalma bir bez afiş ile kapattıklarını görürsünüz.Afişteki aday ve vaatleri onları hiç ilgilendirmemiş hatta afişte ne var ne yok belki de onu bile fark etmemişlerdir.

Şu hikayeyi mutlaka duymuşsunuzdur:Şehirde yaşayan,havuzlu,içinde bir kaç ağacı olan, kapısında köpeği bulunan bir villa sahibi zengin adam çocuğuna bu zenginliğinin kiymetini anlaması için onu bir köye götürür.Köy dönüşünde zengin ve havalı adam çocuğunun köyü ne kadar kötü gördüğünü düşünerek kibirli bir şekilde çocuğa sorar:

-"Oğlum köyü nasıl buldun".

Zengin adam çocuğunun köyü kötüleyeceğini ve villalarının daha güzel olduğunu söyleyeceğini beklerken çocuk babanın hiç beklemediği şu cevabı verir:

-"Baba!Bizim bir köpeğimiz var oysa köyün her tarafında köpekler var, bizim bir havuzumuz var oysa köyde göl ve dere var,bizde bir kaç ağaç var oysa köyde orman var................................................

Şehirde araba sesleri yerine köyde ismini dahi bilmediğin onlarca kuş sesleri,

Şehirde kirli hava toz duman yerine,köyde temiz ve berrak hava,

Şehirde yumurtayı marketten almak yerine, köyde tavuk kümesinden sıcacık yumurta,

Şehirde çimlere basmak yasak iken köyde her taraf çim olduğu için çimlerde yürümek köydeki hayatın vazgeçilmez parçası.