Bu bir alkol yazısıdır. Ve 1 aydır arşivimde beklemektedir.

Gezi Parkı tartışmalarında içki yasağı da konu başlığı olunca, paylaşmanın zamanıdır diye düşündüm.

Ülkemizde ve kentimizde içki yasağı yok. Ancak iktidar içki ile ilgili düzenlemeler yapmak istiyor.

Sen misin içkiye düzenleme getirmek isteyen, birileri içkime dokundurtmam diye ayağa kalkıyor.

Halbuki içkiye karışan yok.

Gerçi ben ne yasak bilirim, ne düzenleme. Ben Allah?ın emrini bilirim. Peygamber Efendimizin sözünü bilirim.

?İçki ve Kumar şeytan işi pisliktir? buyuruyor Allah. Peygamber Efendimiz de; ?İçki her türlü kötülüğün anasıdır? diyor.

Dinimizin emri böyle? Benim ölçüm bundan ibarettir.

Mevcut uygulamalara gelince; Yasak yok. Ancak içkinin zararını azaltacak düzenlemeler getirilmek isteniyor. Toplum sağlığı için bu şart?

Öyle de, bunu Ak Parti hükümeti veya yerel anlamda Ak Partili ve MHP?li belediyeler yapmak isteyince sorun çıkıyor.

CHP?li belediyeler yapınca, sağlık ve sosyal gereksinim oluyor.

Maalesef, Ülkemizde algı problemi var.

Gezi parkı krizi gibi sorunlar da bu algı probleminden kaynaklanıyor.

Başbakan Erdoğanın Yeşilay tarafından düzenlenen sempozyumda; Bira milli içki olarak halka sunulmuştur. Halbuki bizim milli içkimiz ayrandır demesi tartışmaların fitilini ateşlemişti.

Siyasi bağnazlık almış başını gidiyor.

İçki düzenlemesinde olduğu gibi sağlıklı bir toplum için atılması gereken adımlar, bireysel özgürlüğün kısıtlanması ve laiklik ihlali tartışmaları ile sekteye uğratılıyor.

Halbuki düzenlemenin sağlık ve toplum düzenini temin etme amacından başka hedefi yok.

Zannedildiği gibi dini bir hassasiyet söz konusu değil. Keşke dini hassasiyetler dikkate alınsa?

Mevcut kanuna göre yetki belediyelerde. İnegöl Belediyesi?nin uygulamalarını, İnegöl?ün içki potansiyelini ayrıca masaya yatırırız.

CHP?li Kadıköy Belediyesi?nin uygulaması bu konuya güzel bir örnek.

CHP Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, ilçe merkezinde içkili mekanların kapanış saatini 24.00a, tekel bayilerinin kapanış saatini ise 22.00a çekmiş.

Bu saatlerden sonra içki servisi ve satışının yasaklanması bölgede suç oranını da yüzde 60 azaltmış.

Kadıköyün bazı cadde ve sokaklarında, büfelerden alınan içkilerin apartman önlerinde içilmesi nedeniyle CHPli Kadıköy Belediyesi duruma el koymuş.

Başkan Öztürk, yasağı idari düzenleme olarak niteliyor ve halkın karardan memnun olduğunu söylüyor.

Başkan Öztürk diyor ki: Ben her yerde isteyenin alkol kullanabilme özgürlüğünü savunuyorum. Ancak bu özgürlük başkalarının özgürlüğüne kısıtlama getirince müdahale etme hakkımız doğuyor.

İşte mesele budur.

İçkili mekanlar okullardan uzak olsun?

İçkili mekanlar camilerden,ibadet yerlerinden uzak olsun?

İçki özendirilmesin,reklamı yapılmasın?

İçkili, araç kullanılmasın?

Çocuklar ve gençler içkiye karşı korunsun.

İçki alanlar vatandaşı rahatsız etmesin?

İçkinin sosyal etkileri ve zararları en aza indirilsin?

İçki içen de ayyaş diye hor görülüp dışlanmasın?

Bundan daha insani, medeni ve çağdaş bir uygulama olabilir mi?

Her konuda örnek gösterdiğimiz Avrupa bu düzenlemeyi başarmış.

Ben de, hem ülkem için hem İnegöl için bu tür düzenlemeleri isterim.

İçeni de , içmeyeni de, sarhoşu da, ayyaşı da buna itiraz etmeyecektir.

Öyle ise sorun ne?