17 Aralık operasyonu Türkiye'nin gündemini bir anda değiştirdi. Dershaneler konusuyla karşı karşıya gelen hükümet ve cemaat, 17 Aralık operasyonu sonrasında kanlı bıçaklı hale geldi.

Operasyonun ardından Türkiye'de özellikle emniyet biriminde taş üstünde taş kalmadı. İstanbul'dan başlayan tsunami dalgası Bursa'yı, sonrasında İnegöl'ü de vurdu.

Birkaç hafta önce Belediyespor-Galatasaray maçında yaşananlar nedeniyle her ne kadar eleştirsem de; İnegöl'deki başarılı operasyonlarıyla adından söz ettiren Murat Sevinç, eski görev yerine döndü. Orhangazi'nin Emniyet Müdürü de artık İnegöl'de görev yapacak.

Murat Sevinç, cemaatten miydi, değil miydi bilemem. Ama hükümet tüm Türkiye'de geniş çaplı bir değişim gerçekleştiriyor. Açıkçası bu değişimde sapla saman da birbirine karışıyor.

Belki de cemaatin iki sohbetine gitmiş, yurtdışındaki okulların gezisine katılmış, ya da bir çay içmiş olsa dahi affedilmiyor, önemli pozisyonlardan geri çektiriliyor.

Olaya sadece cemaatten olup olmama olarak da bakamayacağız. Bu aynı zamanda bir gözdağı...

Hükümet, kendinden habersiz operasyon yapan polis memurlarına da gözdağı veriyor. Van'dan gelip Kilis'te İHH'ya operasyon yapanların olduğu bir ülkede bu da çok normal.

Peki, cemaat üyesi olup olmadıklarını nereden biliyorlar?

Bu sorunun ardından acaba fişleniyorlar mı sorusu gelebilir. Şunu çok iyi biliyoruz ki cemaattekiler de kendilerine yakın isimlerin Emniyet'te önemli yerlere gelmesi için çalışma yapıyorlardı.

Yani bundan birkaç ay öncesine kadar isimleri kendileri veriyorlardı. Doğal olarak dün terfi ettirilmek istenenler, bugün daha alt görevlere veriliyor.

İnegöl'de emniyette olmasa da Milli Eğitim'de böyle bir olay yaşandığı için biliyorum. 3 okulun müdürlerinin cemaate yakın isimler olması için milletvekili, İlçe Başkanı ve Milli Eğitim Müdürüne yapılan baskıları o dönemde cemaatte olan bir arkadaşım aktarmıştı.

Sonraları bunu teyit de ettirdim. Doğal olarak cemaat, hükümet ile özellikle Eğitim ve Emniyet'te kadrolaşma adına sert tartışmalara bile girebiliyordu.

Eğer bugün Emniyet'teki çalışmanın Eğitim'de yapıldığını düşünseniz; o dönemde ısrar ettikleri isimleri fişlemenize gerek bile kalmayacaktır.

Velhasıl kıyım yapılıyor, haksız yere bazı isimler de görevden alınıyor.

Bu konuda cemaatteki arkadaşlara hak verilebilir. Ama dün de sırf cemaatten diye birileri bir yerlere getirildiyse ve o gün ses çıkartmadı iseniz; bugün konuşmanızın bir anlamı kalmayacaktır.

.