Başındaki bin bir derdin arasında necip Türk toplumu, bir minik serçenin(!) şarkı sözlerinde beyan ettiği hakaretvari cümleden dolayı iki gruba ayrılıp karşı karşıya geldi. Neydi o sözler: "Binmişiz bir alamete gidiyoruz kıyamete/ Selam söyleyin cahil Havva ve Adem'e." Bu ifadeyi hangi maksatla söylediği veya hangi niyetle şarkı sözü olarak yazdığını bilmiyoruz. 3-5 yıl önce piyasaya sürülmüş bir şarkının bugün tartışılmaya açılmış olmasını bilmediğimiz gibi.

YouTube'da 2.17 Mn yazan Sezen Aksu'nun sayfasında şarkının sözleri yer almış ve alt tarafında da şu ifadelere yer verilmiş:

Adapte Türkçe Söz: Sezen Aksu

Orijinal Eser Sahipleri: Alexander Dim Papaconstantinou, Sam Debbie, Djupstrom Bjorn Mats Johan, Hajji Bilal, Jannusi Achraf, Khayat Nadir Düzenleme: Kivanch K

Hemen aklıma gelen şey şuydu: Şarkının söz sahipleri seslendiren kimse değil. Sadece adapte edilmiş başkalarının sözlerinden. Doğru bir adaptasyon mu yapılmış? Bu müslüman topraklar için bin kere hayır. Bu sözün orijinalinde böyle bir ifade var mı? Bilmiyorum. Eğer böyle bir ifade varsa, bu sözleri yazanların cibilliyetlerine bakmak; hangi millete mensuplar, hangi kültürün adamıdırlar, bilmek lazım.

Son tahlilde bilmiş olsak bile biz burada ilmi bir çalışma yapmıyoruz. Toplumu birbirine düşürmüş böyle bir eseri neden seslendirir. "Git gide normalleştirdiğimiz şiddetin"(sezen'in sözü) bir sebebi olabilecek bu şarkıyı neden gündeme taşıdığını merak ediyorum. Toplumu sadece iki ayırmadı. Sanatçıların, din hakkındaki yorumları gündeme geldi. Destek verenler daha da aşırı ifadeler kullanmaya çalıştı dini değerler hakkında. İtiraz edenler, tepki koyanlar, protesto çekenler de kendileri arasında gruplara ayrılır gibi oldu. Çok sert tepki verenler, basitçe geçiştirenler sosyal medya haberlerinde görüldü.

Hangi sebeple olursa olsun öfkenin zirve yaptığı bu tür dönemlerde ağzımıza geleni söylemek yerine daha sakin olup olan biteni ölçmek gerektiğini düşünürüm. Bu şahsi fikrimdir. İslam'a ve müslümanlara ağza alınmayacak sözler söyleyenleri gördükçe yollarına kurban olduğum peygamberler aklıma gelir. Onlar İslam'ı tebliğ etmek için öyle incitici sözler duydular, öyle büyük hakaretlere maruz kaldılar ki aklımız-hayalimiz durur. "Rabbim Allah diyen bir insanı öldürecek misiniz?" diye haykıran Hz. Ebu Bekir (ra) Resulullah (sav)'in Mekkeli müşriklerin işkencesinden kurtarırken kendisi daha şiddetli bir zulme uğradı. Bayılıncaya kadar dövdüler onu . Böyle zamanlarda dinin sahibi Yüce Allah, peygamberine ve müslümanlara sabır etmelerini salık verdi.

Din ve dini değerler bizim kutsalımızdır. Bizi bölmek ve kışkırtmak isteyenler, dini değerlerimize hakaret ederek bunu yapmak isteyeceklerdir. O vakitlerde aklımıza şu ayet-i kerime gelsin isterim:

"Andolsun ki mallarınız ve canlarınız konusunda denemeden geçirilirsiniz; şüphesiz sizden önce kendilerine kitap verilenlerden (yahudi ve hristiyanlardan) ve Allah'a ortak koşanlardan birçok üzücü şey işitirsiniz. Eğer sabreder ve sakınırsanız bilin ki bu size gereken davranışlardandır. (Ali İmran 186. ayet)

Biz Müslümanlar böyle dönemlerde Hakkı-hakikati söyleyip haddi aşmadan dinimize daha dikkatli bir şekilde sahip çıkarak yolumuza devam ederiz. Birbirimize düşman olmak yerine, bunun bir deneme/bir fitne olduğunu biliriz. Zaten şarkının sözlerini yazanlar kim bilir hangi milletten; Yahudi midir, Hristiyan mıdır? Bilmiyoruz. Rabbimiz zaten bize bunu haber veriyor "onlardan ağır sözler işiteceksiniz." diye. "Selam söyleyin cahil Havva ve Adem'e" sözlerinin bağlamına bakıldığında alaysı bir tonda hakaret etme hissi var. Tepkimizi konuşarak, yazarak ya da belli mercilere şikayetlerde bulunarak dile getirebiliriz lakin toplumu birbirine düşürecek hatta tepki koyanları bile gruplara ayıracak bir tarzda yapılması doğru değildir.

Dedim ya bağlamında söz söylemek önemlidir. Kur'an-ı Kerim'de insanoğlunun Allah'ın büyük sorumluluk olarak teklif ettiği emaneti çok zalim ve çok cahil olan insanoğlu yüklendi ifadesi hem söyleyen (Rabbimiz) hem de söylenen tarafından bir hakikati anlatır. "Yaratan bilmez mi?" ayet-i kerimesinin işaret ettiği noktada aşağıdaki vahye kulak verelim. "Biz emaneti göklere, yerküreye ve dağlara teklif ettik, ama onlar bunu yüklenmek istemediler, ondan korktular ve onu insan yüklendi. Kuşkusuz insan çok zalim, çok bilgisizdir." (Ahzap Suresi 72. Ayet)