'Çağdaş Dünya' sorgulamayı sevmez ama biz elimiz, yerimiz yettiğince sorgulayalım.

Malum;İnsanı insan yapan, düşünebilmesi ve değer yargılarının olmasıdır.İnsan düşündüğü ve aklını kullandığı oranda bilimi, teknolojiyi üretip MADDİ RAHATINI sağlar.Değer yargılarını benimseyip uyguladığı oranda da MANEVİ RAHATINI yani huzur ve mutluluğunu sağlar.İnsan, kuş misali, iki kanada ihtiyaç duyar yani: Maddiyat ve maneviyat.

Çağdaş dediğimiz düzende; maddi unsurlar yüceltilip, kutsandığı ve o maddi imkanlara sahip olmak herşeyden önemli sayıldığı için MANEVİ DEĞERLER ÖLDÜRÜLMÜŞ, dışlanmış, hor görülmüş ve adına 'çağdaşlık'denmiştir.İşte bu katil çağdaşlık kavramı tüm manevi değerleri yok saymanın adı olmuştur.

Masum insanların öldürülmesi vicdanları sızlatmıyorsa, bir kısım insanlar bolluk-israf denizinde yüzerken çocuklar açlıktan ölüyorsa, sömürü gırla gidiyor, terör dünyayı esir alıyorsa, üretilen virüslerle masumları öldürüp kirli düzenlerini devam ettirmek isteyenler sorgulanmıyorsa, çağdaş denen kavramlar insanlığın sorunlarına çare olmak yerine insanların güdülmesinin aracı haline getirilmişse...Tüm bu gerçekleri ve insanlık haysiyetiyle bağdaşmayan uygulamaları 'ÇAĞDAŞLIK MASKESİ' ile örtebilir miyiz?

Çağdaş demek içinde bulunulan çağ anlamına geliyor diye bu çağdan önceki herşeyi kötü mü kabul edeceğiz? insanlığın binlerce yıllık değer yargılarını, insana insanca yaşamayı öğreten dinleri, ataların yüzlerce yıllık tecrübelerinden üretilen gelenekleri çağdaşlık kavramına kurban mı edeceğiz?

Bu çağda üretilen teknoloji çok ilerde diye, bu çağın önümüze koyduğu kavramları da çok ileri mi kabul edeceğiz.?Değer yargılarına sahip olmak teknoloji üretmeye engel midir? Teknolojide ilerlemek için teknolojide çağı yakalamak için dinden, ahlaktan, geleneklerden vazgeçmek mi gerekir?

Batı dünyası teknolojide ileride diye, onları peşinen çağdaş kabul edip yaşam tarzımızı onlar gibi yapıp teknolojik alanda ilerleyeceğimizi mi zannediyoruz.Kendi değer yargılarımızı koruyup, batının teknolojisini örnek alamaz mıyız?

Ürettiğimiz teknolojiyi insani değerlerimizle süsleyip insanlığa yeni bir kurtuluş yolu açamaz mıyız?

Çağdaşlık demek;tüm ahlaki değerleri yok saymanın, din olgusunu bir kenara atmanın, milletin tüm değer yargılarına düşman olmanın, 'BU ÇAĞDA BU KAFA OLURMU' şeklindeki ezber yargılarla bu çağı sorgulatmamanın adıysa yerin dibine batsın çağdaşlık.

Her pisliği, her ahlaksızlığı, her dindışı uygulamayı, medya bağımlılığını, gösteriş manyaklığını, sömürgeciliği, sınırsız tüketim hastalığını, cinayetleri, ikiyüzlülüğü, bencilliği, ötekini yok saymayı, vb.gerçekleri ÇAĞDAŞLIK KILIFIYLA örtemeyiz.

Ahlak, namus, haysiyet, şeref, vatanseverlik, gelenek görenek,şehitlik, yardımseverlik, feraset, ahiret, helal-haram, sabır, tevekkül, şükretmek, affetmek, hoşgörmek, fedakarlık, sadaka-yardım gibi kavramları hayatın dışına iten insanlık bunların yerini dolduramaz, dolduramıyor.İçi boş batı imalatı SUNİ kavramlar, ikiyüzlü yaklaşımlar dünyayı cehenneme çeviriyor.

Her ülkede bir avuç insanın parası var diye, on onbeş batılı ülke zengin diye,çok harika teknolojik aletler üretiliyor diye bu çağı kutsayıp, Çağdaşlık kavramını din haline getirmenin anlamı yok.

Çağdaş denen zenginlerin sahip olduğu çağdaş medyanın bize dayattığı şekilde düşünmek ve yaşamak zorunda değiliz.Çağdaş denen kavramlarla kendimizi tanımlamak zorunda da değiliz.İnsan, Müslüman, Türk kavramları benim kendimi tanımlamama yeter diye düşünüyorum.

Çağdaşlık gibi cicili bicili kavramlar kullanılarak; İNSANLIĞIN MANEN ÖLDÜRÜLMESİ, yozlaşması, değer yargılarının katledilmesi, toplumların mankurtlaştırılması, ülkelerin manen zayıflatılması ve ŞEYTANİ-SÖMÜRÜ DÜZENİNİN DEVAM ETMESİ sağlanmaya çalışışıyor.

Bu şeytani düzeni değiştirmek gibi bir ülkümüz olmalı;düşünce tembelliğini bırakıp,sorgulayıp, OKUyup maddi alanda batıyı geçmek gibi bir 'kızılelma'mız.Manevi anlamda ise çağdaşlık gibi batı etiketli kavramlara ihtiyacımız yok, bizim manevi değerlerimiz bize yeter.

Mehmet Arif SELİM