Böyle bir günde (10 Kasım) kurucu liderlerden bahsetmek düşüncesi gerekliydi. Liderin millet için ne anlama geldiğinden başlayarak düşünmek lazımdır. Sanırım ontolojik bir yapıdır bu. Her milletin bir lideri varsa, uzatmaya gerek görmeden böyle bir çıkarımda bulunabiliriz. Yani yaratılışsal bir durumdur bu. Millet ile lider, vücut ile baş gibidir. Milletin fertleri, içlerinden bir yetenekliyi seçer başına geçirir ve ardından yürümeye başlarlar.

"Lider olunur mu, lider doğulur mu?" sorusuna takılıp satırlarca bu tartışmayı yapmayacağım. Lakin lider doğanlar çocukluğunda, gençliğinde ve olgunluk döneminde de bunu hisseder ve hissettirirler. Yaratılıştan ruhuna kodlanmış hakikati gören bu insanlar, o kodları takip ederlerse hayatta başarılı olurlar, olmuşlardır da. Liderlik yaratılıştan ise bu "liderlik duygusu" kurucu bir karakter taşır. Sonradan öğrenilmişse "liderliği bir takım dayanak ve imkanlara sahip olması" daha bir önem kazanır. "Lider karakterli müdür ile memur karakterli müdür" ibaresi derdimizi açıkça anlatmaya yarayabilir.

Hayatını milletine hizmete adamış liderler, milleti tarafından çok sevilirler. Onun dedikleri ve diyecekleri milleti için çok önemlidir. Böyle bir liderin gösterdiği hedefe her ne pahasına olursa olsun ulaşılır. Büyük liderler, kalbini milletin yüreğinin yanından ayırmaz hiçbir zaman. Milletin kadim değerlerine saygı duyar ve o milleti her şeyi ile kabul ederler.

Milletin değerlerini top yekun değiştirmeye niyetlenmez lider. Her ne kadar okumuş olursa olsun milletin cehaletini yüzüne vurmaz ve tercihlerine saygı duyar. Gücünü milletten alır.

İşçi lider, demokratik lider ve diktatör lider gibi çeşitleri vardı liderlerin, okuduğum bir kitabın tasnifine göre. Büyük liderler hakkında zaman zaman diktatör yakıştırması yaparlar. Büyük liderlerin aşırı sevenleri olduğu gibi aşırı düzeyde nefret edenleri de vardır. Sevgi ve nefrette dengeyi bulamayan bir millet, ayarı her zaman kaçırabilir. Olanları olduğu gibi görmek yerine, görmek istedikleri gibi görürler.

Bu günün hatırına bir kıyaslama yapmak için zorluyor zihnim beni. Gazi ile Cumhurbaşkanımız da bu kelimeyle yüzleştiler. İkisi de bu kelimenin ruhlarına ve karakterlerine uygun olmadığını biliyorlardı. Ancak bu millet, Ulu Hakanlarına, Kızıl Sultan lakabını takan insanlara payanda olmayacaktı hiçbir zaman. Biri demokratik hayata alışsın diye ikinci bir parti kurdurma teşebbüsünde bulunmuş, diğeri devleti hükümetsiz bırakmamak için tarihinde olmayan bir erken seçime davet etmişti milletini.

Destanlar dönemi incelendiğinde... Özellikle Türk milletinin, kendi hakanlarına "yücelik" katacak cümlelerle betimlemeler yapıldığı görülecektir. Millet olarak "sıradan bir adamın" peşinden gidecek halimiz yoktur herhalde. Başarılı olan hakanlar, muhayyile iklimine girdiklerinde dev aynasından çıkarlar. Boyunun kısalığı iki metreye ulaşır ve insanüstü vasıfları kuşanır. Fısıltı Gazetesi devamlı basım yapar. Sözler yuvarlanan bir kartopu gibi çığa dönüşür. Bir hayal ikliminin bereketli vaktine erişince bambaşka bir insanla muhatap olunur.

Büyük liderler, kutsallarına daha çok değer verirler. Bağımsızlık sembolümüz olan bayrağımıza karşı aşırı saygı duyarlar. Kimi misafirinin yürüyeceği yoldan kaldırtır bayrağı, kimisi Batılı devlet adamlarının alaycı tebessümlerine aldırış etmeden ayaklar altından alır cebine koyar bayrağımızı. Batılı devletlere kutsal kavramını öğretmek için kaç yıl geçecek bilmiyoruz. Maneviyatını kaybedenler kutsalın değerini de bilmezler. Bayrak inmez, ezan susmaz.

Devrimler yapar büyük liderler... Daha önceki dönemlerde olmayan, görülmeyen devrimler. Kimi batıya döner yüzünü öyle yapar devrimini, kimi milletin kadim tarihine döner böyle yapar devrimini. Birinin gösterdiği "uygar medeniyet düzeyine çıkma" hedefini diğeri devam ettirir. Kopenhag Kriterleri denilen ölçülerin üzerinde doğrulur ve Ankara kriterlerini konuşur.

Devrim gibi yatırımlar yapar büyük liderler. Fabrikalar kurar öz kaynaklarıyla. Siyasi ve ekonomi gibi her alandaki bağımsızlığı elde etmek için gece ve gündüz çalışırlar. Değerleri yaşadığı günlerde anlaşılmaz yeterince, geçen zaman onların ne kadar da isabetli olduğunu haykırır sağır kulaklara.

Büyük Türk milleti, hayati dönemlerde böyle büyük liderlerin ardına düşmesini bilmiştir. Onu desteklemişlerdir. Dünya milletlerine bağımsızlık ufku kazandırmıştır büyük liderler. Meydan okumuşlardır milletiyle, güçlülere. Dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olanların yüzüne dünya beşten büyüktür demiştir büyük liderler.