Şimdi derse başlamadan önce bu ayın değeri "saygı" hakkında biraz kanaatlerimi ve fikirlerimi paylaşmak istiyorum. Evet şimdi sınıf öğretmeniniz anlatmış olabilir bakalım benim anlattıklarımla onlar arasında benzerlik ya da farklılık var mı bir kıyaslama yapın. Hem biliyorsunuz her yoğurt yiyişin bir yiğidi var. Evet, Ali Veli veya Veli Ali... Sonuçta ikisi birine bağlı şeyler değil mi?

Niye bunu böyle söyledim? Çünkü farklı söylemeye çalışıyorum bazı şeyleri. (Fakat yinede atasözleri ve deyimler deki kelimeler eş anlamlı da olsa değiştirilmez, kural budur)

"Saygı"konusunda şöyle bir kanaatim var. Kimliğimizi oluşturan şeyler nelerdir? Biz müslümanız, biz Türk'üz, biz İnegöllüyüz, biz gürcü/çerkez/ abaza/manav vb. Simdi bunları niye söyledim ki? Bir mevzu konuşurken insanda biraz düşünce metodoloji olması lazım yani bir yöntem üzerine düşünmeli, bir çizgi üzerinde gitmeli ki tutarlı olsun insan degil mi?

Roman okurken bakış açıları diye bir konu görüyorsunuz. Kaç tane bakıs açısı var? 1. İlahi bakış açısı, 2.gözlemci 3.kahraman bakış açısı...

Ben bu ilahi bakış açısı dikkat çekmek istiyorum. Neden? Çünkü ilahi bakış açısında kahramanın duygu ve düşüncelerini de anlatır, yani kapsamlı bir anlatım tekniğidir. Bu burada dursun şimdilik.

Saygılı olmanın sebebi karşımızdaki değildir, kendinsindir. Yani senin kendine öz saygın varsa, saygın biriysen saygı gösterirsin.

Saygı konusunda Peygamber Efendimiz (sav) diyor ki " sizden biri annesine küfür etmesin" diyor. Oradakiler soruyor; "insan, annesine küfür eder mi? "Evet" diyor, "karşıdakinin annesine küfür ederse o da onun annesine küfür eder, böylece kendi annesine küfür etmiş olur." Çok ilginç ve tam da saygıyı anlatan nokta burası. Daha ötesini söyleyeyim size. Allah CC hadis-i kutside buyurur ki "onların yani putperestlerin putlarına küfür etmeyin onlar da döner sizin Rabbinize küfür eder. Olaylsra Müslüman olarak buradan bakarsaniz ilahi bakış açısını yakalarsınız.

Anlıyor musuz saygının temel kaynağını? Biziz... Biz kendimiz terbiyeli, edepli bir insan isek etraftan bir sürü hakarette de bulunsalar ayarımızı bozmamalıyız. Karşımızdaki adam ağzını açmış lağım çukuru gibi laf fışkırtıyor ben de sadece susuyorum. "Evet, başka var mı diyeceğin, yok, hadi güle güle, sağ ol bitti" Bu kadar. Eğer gaza gelir, eğer kızarsak biz de ona aynısını söylersek onunla bizin aramızda bir fark olmaz.

Biz önce Müslüman olduğumuz için dini değerler üzerinden saygınlığın temel kaynağını bulmalıyız. Peygamberimizin (sav) huzurunda sahabe-i kiram nasıl duruyormuş, sessiz sedasız, saygıyla duruyormuşlar.

Sonra ben bir Türk'üm dedim değil mi? O sebeple Türk tarihine de bakıyorum. Başta Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethedip şehre girerken Rum kızlar ellerindeki çiçekleri kocası Akşemseddin'e uzatıyorlar. Hoca Akşemsettin genç Fatih'i göstererek "Sultan odur" diyor. Sultan da diyor ki "asıl Fatih odur" diye tekrar hocası Akşemseddin'i gösteriyor. "O, benim hocamdır" diyor. İşte saygı budur.