Geçtiğimiz ay bir yazımda İnegöl?ün havasına dikkat çekmiştim. ?Artık İnegöl?ün havası temiz mi?? diye sormuştum. En ciddi cevabı yine İnegöl?ün havasından aldım.

Maalesef İnegöl?ün havası hasta etmeye devam ediyor. Geçen hafta hava kirliliğine bağlı olarak solunum yollarında ciddi rahatsızlık yaşadım. Öyle ki köşe yazılarıma bile ara verdim.

İnegöl ovasında, özellikle rüzgar esmediğinde, hava sirkülasyonu duruyor ve tüm duman, is, kirlilik, İnegöl?ün üzerine çöküyor. Bu duruma sis de eklenince İnegöl yaşanmaz bir hal alıyor. Hava kirliliğinden önümüzü göremediğimiz günler geri döndü. Demek ki İnegöl?ün havasını kirletmeye devam ediyoruz.

İnegöl?ün havası ismi kadar kaliteli değil. Yetkililer ise basın açıklamasından öte bu duruma yeterli bir çözüm getirebilmiş değil. Anlaşılan, daha çok yıllar İnegöl?ün havası hasta etmeye devam edecek.

İNEGÖL MOBİLYACISINA DAİR

Fırsat buldukça İnegöl dışından dostlarıma İnegöl?ün nasıl göründüğünü sorarım. İnegöl eskiden beri köftesi ile tanınıyor. Günümüzde ise İnegöl, daha çok mobilyası ile dikkat çekiyor.

?Burada İnegöl Mobilyası satılmaz? dönemleri geri kaldı. İnegöl Mobilyası hem yurt içinde hem de yurt dışında önemli bir noktaya ulaşmış bulunuyor. Ancak geldiğimiz nokta yeterli değil. Çünkü hala İnegöl mobilyacısının, ürettiği mobilyanın gerisinde kaldığını düşünen iş çevreleri var.

Tespit şöyle: ?İnegöl mobilyacısı, ürettiği mobilya kadar kaliteli değil.? Kabul edersiniz , etmezsiniz bilemem. Bu bize dışarıdan gelen bir eleştiri. Bu tür eleştirilerden zarar gelmez diye düşünüyorum. Bilakis bu tür tespitler kendimizi geliştirmemiz açısından faydalı olacaktır. Geçen hafta bir olay üzerine bu tür diyaloglar yaşadım yine.

Olay şöyle; Ulusal bir kargo markasının İnegöl temsilciliği eliyle bir kargo yolladık. Kargo, alıcısı için günlü ve önemli evraklar içeriyordu. Edirne Merkeze gönderdiğimiz kargo verdiğimiz adres yerine Uzunköprü ilçesine gitti. Kargoyu 3 günde ancak doğru adresine yönlendirebildik. Buradaki bir elemanın ihmali ve yanlışı sebebiyle, Kargo markasına yakışmayan bir hizmet kusuru ortaya çıktı. Bu bir örnek. Yetişmiş ve uzmanlaşmış eleman eksikliği sebebi ile mobilyamızın da sürekli benzer sorunlar yaşadığını biliyorum.

Henüz iş adamlarımızın oturmuş bir imajının olduğunu söylemek için erken. Çalışkanlığımız ve girişimciliğimizde sorun gözükmüyor. Diğer taraftan uzmanlık, markalaşma, kurumsallaşma, kalite anlamında henüz katedeceğimiz çok yol var, diye düşünüyorum.

Kalite bir hedef olmalı. Bunu sadece mobilyacımız değil tüm İnegöl hedeflemeli. Siyasetçisi, Belediyecisi, iş adamı,esnafı ve halkı ile Kalite İnegöl?de bir yaşam kültürü haline gelmeli. İşte o zaman gerçekten dünya markası olabiliriz.

EN İYİ MOBİLYACI YARIŞMASI

İş kalitemiz adına yazdıklarım acizane bir bakış? Bilirim; ?Nefsim cümleden edna, vazife cümleden alaa...?

Yeri gelmişken bir hikaye paylaşayım. Her yıl yapılan en iyi buğday yarışmasını yine aynı çiftçi kazanmış. Çiftçiye bu işin sırrı sorulur.

Çiftçi:-Benim sırrımın cevabı, kendi buğday tohumlarımı komşularımla paylaşmakta yatıyor, der.


-Elinizdeki kaliteli tohumları rakiplerinizle mi paylaşıyorsunuz? Ama neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz? diye sorulduğunda, -Neden olmasın, der çiftçi.


?-Bilmediğiniz bir şey var; rüzgâr olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır ve tarladan tarlaya taşır. Bu nedenle, komşularımın kötü buğday yetiştirmesi demek, benim ürünümün kalitesinin de düşük olması demektir. Eğer en iyi buğdayı yetiştirmek istiyorsam, komşularımın da iyi buğdaylar yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor.?

Bu hikaye İnegöl insanının hikayesi olmalı. Kaliteyi ve başarıyı paylaşmalıyız. Örneğin İMOS gibi, BUGİAD gibi paylaşımlarımız artmalı. Fuarlarımız bir paylaşım şölenine dönüşmeli.

Hikayemizin kahramanı olan ?çiftçi? yerine İnegöl Mobilyacısını koyun , ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.