Bunalım..
Varı yoğu ateşe verecek kadar
Gökyüzüne kaçan kabirleri kazmak apartmanlar kadar
Ardına kadar arsızlığın ağzı açık
Ve kaldırımda saçı başı açık bir kaçık
Elleri rozetinde hep, güç kaynağı
Bunalım..

Şaşı olmayı marifet vehmettiler
Bir olanı yoklukla çok eylemek
Haşa, olmayanı olmakla ikizlemek
Komple doğruya şaşı kaldık
Ve malesef doğruymuş bu, şaşa kaldık..
Kalp temizmiş, bilemem
Ya bakış?
Şaşı...
Okuduğunuzdan ne anladınız sorusu tanıdık da
Ya baktığınızdan ne anladığınız?
Şaşı bakanın doğru anlatacağı ne olabilir?

Tutunalım..
Okumanın mağara taşından göklere
Fikirlerin harflerinden kutsal cümleye
Kalbin meleksi kanatlarından güneşe
Dokunalım..
Bir yetimin saç telinden cennetin duvarlarına
Bir çayırın renk cümbüşünden Rahmani tuale
Elimiz yüzümüz Kalbimiz boyanırcasına dokunalım..

Gerildik, gereksiz yere..
Ve serildik serin gölgeye..
Utanmadan sıkılmadık
Sıkı bir huzur aramadık
Huzuru bile gevşek gevşek bildik
Gevşemeyi huzur tanıdık
Gevşemeyin! diye uyarılmışken..
Zaferlere balon bağladık..

Bunalım..
Tepeden tırnağa, karmaşık..
Permalı değil, doğal kıvırcık
Yerli bir bunalım..