Evet bugün 28 Şubat.Bir filin zücaciye dükkanına girip her şeyi dağıttığı gibi 28 Şubat 1997 tarihindeki post modern darbesi ekonomiyi, eğitimi ve en başta da dini kurumları darmadağan etti.Öyle bir darmadağan ki hala toparlanamıyoruz.

Zaten öyle değil mi? Yıkmak kolay yapmak ise her zaman zordur.Büyük şair M.Akif Ersoy ne güzel söylemiştir:

"Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye'yi desen,

İki kazma kürek,iki de ırgat gerek,

Ancak hadi gel yapalım geri şunu desen,

Bir Sinan gerek bir de Süleyman gerek."

Ancak yıllar sonra anlaşıldı ki bu darbe FETÖ'ya yaradı.Kapatılan İmam-Hatipler ve Kur'an Kurslarından dolayı ortaya çıkan dini eğitim boşluğu FETÖ'ya yaradı.Ve bir çok insan çocuğunu onların okullarına ve dershanelerine göndermek zorunda kaldı.Bu FETÖ'cular için bulunmaz bir fırsattı.O yıllar FETÖ'cuların palazlanıp güçlerine güç kattıkları yıllar oldu.

Kur'an'ı Kerim üzerinde tefekkür eden her insan şu güzel ders alıcı hakikati fark etmiştir." (Ey Muhammed)Öncekilerin hikayesini onlara oku".Hepiniz biliyorsunuz yüksek atlayış yapmak isteyen bir sporcu önce geri geri gider ve oradan aldığı hız ile çıtanın üzerinden atlayışını gerçekleştirir.

Kıssalar Kur'an'ın en çok üzerinde durduğu konulardan biridir.Kıssaların bir anlamı da eskilerin yaşanmış hikayeleridir.Kur'an bizlere bu kıssaları anlatır ki geçmişten ders alalım ve bir daha aynı hatalara düşmeyelim.Bu konuda Yüce Allah şöyle buyuruyor:

-" (Ey Muhammed!) Onlara, Adem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku..." (Maide,27)

- "Huh'un haberini onlara oku..."(Yunus,71)

- "Hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'an'a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın... "(Ali İmran,103)

Bütün bu ve daha sayamadığımız bir çok ayetler de Rabbimiz bizden öncekilerin hikayelerini okumamızı ve ders almamızı istemektedir.

Bugün 28 Şubat post modern hain darbenin yıldönümü.28 Şubatı yaşayanların büyük bölümü hala hayattadır.Ve yediğimiz bu büyük darbeden bazılarını hatırlayalım.

-Başörtüsünden dolayı üniversite kapısından geri çevrilen kızlarımız,

-Katsayı probleminden dolayı üniversite hayali yıkılan imam hatipli gençlerimiz,

-Başörtüsüyle resmi kurumda çalışması mümkün olmadığı için iş bulamayan yüzlerce bacımız,

-Evinde beş,on kişi ile sohbet ettiği için 'İrticai Faaliyette Bulunmak' suçundan alıp götürülen mü'min kardeşlerimiz,

-Direkt olarak 'İslam' diyemedikleri için (Batı Çalışma Grubu tarafından) 'İrtica-Mürteci' damgası yapıştırılan binlerce Müslüman kardeşimiz,

-Resmi dairelere girerken parmağındaki gümüş yüzüğü çıkartmak zorunda kalan memur kardeşlerimiz,

-Namaz kıldıkları tespit edilmeleri halinde hakkında çeşitli müeyyideler uygulanan yine sayısını bilemediğimiz kamu çalışanlarımız,

-İmam Hatip liselerinde okuyan kız öğrencileri belki derste başörtülü yakalarız amacıyla arka kapılardan okula sızan o günlerin müfettişleri,

-Sahipleri Müslüman olduğu için şirketlerine 'İRTİCA' damgası vurulup kapatılmak veya yurt dışına çıkmak zorunda bırakılan onlarca ticari şirketlerimiz,

-İrticai faaliyette bulundukları gerekçesiyle hakkında soruşturma ,açılan ,okulları değiştirilen, emekliliğe zorlanan veya istifa etmek zorunda bırakılan yüzlerce öğretmenimiz,

-Kapanan/kapatılan Kur'an kurslarımız,bitirilen hafızlık müesseselerimiz. v.b. yüzlerce örnekler.

Bütün bunları yaşayanların çoğu hayattadır.Aradan yüzyıllar geçmedi henüz.Ve bu zararı görenlerin bir çoğu yaşıyor ve hatırlıyor.

Gel gör ki bütün bu yıkımdan ders almamış gibi yıllar sonra elimize geçen nimetleri basit sebepler yüzünden heba ediyor, adeta yaşamamışız gibi davranıyoruz.

İçinde yaşadığımız gemiyi delmeye çalışanlar unutmasın ki bu gemi batarsa içinden kurtulan olmayacaktır.

Unutmayın:Mü'min, eskilerin hikayesini okuyarak ders alandır ve bir işe girişirken bir adım sonrasını düşünendir.Onun içindir ki ben 28 Şubat zulmünü unutmadım.Unutan kardeşlerimize de şöyle demek istiyorum."Anlayana delil gerekmez,anlamayana ise delil yetmez".