Sanırım başlıktaki yazıya dikkat etmediniz. Başlıkta 'bu yazıyı okumayın' denildiği halde hala okuyorsunuz.Okumakta kararlısınız gibi görünüyor.Neden hala okuyorsunuz? Galiba merak ettiğiniz için.
Evet .Ben de bugünkü yazımda 'Merak' kavramına dikkatinizi çekmek istedim.Çünkü alimlerimiz "Merak ilmin hocasıdır" derler.Yani insan merak ettiği şeyi öğrenir.O halde bize düşen görev gençlerimize ve çocuklarımıza faydalı şeyleri merak etmelerini öğretmektir.
İnsanda mutlaka bir merak duygusu vardır.Eğer insan , iyi,faydalı ve ilmi bir hususu merak etmiyorsa zararlı şeyleri merak eder ve onu yapar.Günümüz dünyasının bir kısım gençleri hep zararlı ve kötü şeyleri merak ettiklerinden dolayı onları öğrenip yapıyor.Sigara,alkol,uyuşturucu v.b. zararlı maddeler önce merakla başlar.Ondan sonra bir daha da o bağımlılıktan kurtulamıyorlar.
Kur'an, hayatın her alanında olduğu gibi merak alanında da bizleri faydalı şeylere yönlendiriyor.Örneğin yeryüzüne,gökyüzüne ,dağlara ve canlılara bakıp düşünmemiz onlar üzerinde kafa yormamızı istiyor.Bu konu ile ilgili Kur'an'dan şu birkaç ayeti örnek verebiliriz:

-"Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır! Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiştir!Dağlara bakmıyorlar mı, nasıl dikilmişlerdir! Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır!" (Gaşiye,17-20).

-"Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. "Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru" derler"(Ali İmran,191)

-"(Yine) onlar, yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmadılar mı? Onlar kendilerinden daha kuvvetli idiler. Yeryüzünü sürüp işlemişler ve orayı kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi. Onlara da peygamberleri apaçık deliller getirmişlerdi. Allah, onlara asla zulmediyor değildi. Fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı" (Rum,9).

Kur'an bu ayetlere benzer bir çok ayet ile insanının dikkatini yerlere ,göklere ve eski milletlere çeviriyor, onlar üzerinde araştırma yapmamızı ve ders almamızı istiyor.Ancak günümüzün bir kısım insanları merak duygusunu hep yanlış ve haramlarda kullanıyor.Her gün haberlerde gördüğümüz gibi akla hayale gelmeyen sahtekarlıklar icat ediliyor.Bankamatikten başkasının hesabından kendi hesabına para aktarma dolandırıcılığından tutunda kendini polis ve savcı gibi tanıtarak insanları dolandıran kişilerin haberleriyle adeta her gün uyanıyoruz.
Günümüzün bir kısım insanları bu sahtekarlıklara merak salarken bakın bütün buluşlar ve keşifler hep merak sonucu ortaya çıkmıştır.Örneğin:Newton bir gün Woolshorpe'deki evinin bahçesinde, ağacın altında kitap okurken elma ağacının tepesindeki bir elma dalından koparak, kafasına 'küt!' diyerek düşer. Başını kaldırıp baktığında elmanın yukarıya doğru değil de, yere doğru düştüğünü görür.İşte Newton'un yerçekimi kuvvetini bulması bu şekilde başlıyor.
Bizlerde yeni nesilden bilim ve ilim insanı yetiştirmek istiyorsak çocuklarımıza ve gençlerimize merak etmesini öğretmeliyiz.O nedenle aileden başlamak üzere ilkokul,orta,lise ve üniversite olmak üzere eğitimin her alanında merak ettirici metotlar uygulamamız gerekir.
Merak duygusunun en önemli belirtisi de soru sormaktır.Baba soru sorarak çocuğunu eğitmeli,öğretmen de soru sorarak derse başlamalıdır.Soru sormak aynı zamanda Kur'an'ın da bir metodudur.Bir çok sure soru ile başlar.
Günümüzdeki insanların bir çoğu soru sormayı sevmezler.Sadece sorulan sorulara cevap verirler ve bunu da başarı zannederler.Bir bilim adamı diyor ki 'Çocukluğumuzda okuldan eve dönerken herkesin annesi çocuğuna "Yavrum öğretmen bugün sana ne sordu? "derken benim annem ise "Yavrum bugün öğretmene ne sordun? Derdi.'

UNUTMAYIN:Herkes cevap verebilir ama herkes soru soramaz.