Bu haftaki Dipsizgöl Köy kahvesi sohbetimiz okul bayırındaki Karakulak Hüsen'in kahveden devam etmektedir. Yatsı namazından çıkanlar birer ikişer kahveyi doldurmaktadır. Akabinde kahve dolmuş kalabalık taa, gençler odasının oraya kadar taşmıştır. Tabiri caiz ise iğne atsan yere düşmiyecek duruma gelmiştir.

Tam İncili Çavuş sohbete başlıyacaktır ki; torunu: '"Dede desturun var ise bu akşam ben anlatsam.'' der. Gün görmüş İncili, torununun büyük bir derdinin olduğunu anlamış; "Mikrafon sende evlat.'' deyip toruna el verir.
Mikrafonu alan torun, İncili'nin torunu olduğunu adeta ispatlarcasına coştukça coşar.

"Bu fotoğrafını gördüğünüz bizim dükkanın 2 aylık elektirik faturasıdır.
Limak enerji faturamızı okumuş ve demiştir ki 3.171 kw elektirik tükettin senin enerji tüketim bedelin 319.185 krş.'tan 1.012.25 tl.dir. Tamam buraya kadar kullandığımız elektiriğin bedelidir. Başımızın üstünde yeri vardır.
Devamında bu kullandığın elektiriğin 135.96 krş.'tan 429.39 tl.'de dağıtım bedeli vardır. Her ne demekse, yani kahvecinin 1 lira çay parası 50 krş.'ta çayı getirme parası gibi bişey mi? Yoksa gizliden gizliye kayıp kaçak parası mıdır? Pek anlıyamadık. Lakin elektirik kullanmıya da ihtiyacımız olduğundan elimiz mahkum katlanacaz.

Bir alt kalemde enerji fonu, o da demekse artık? Haşırt ona da 10.12 tl. Yapçek bişey yok. Durmak yok yola devam. Daha dur bitmedi; 20.24 TRT payı ve devamında BTV. 50.61 tl (belediye tüketim vergisi.)
Buraya kadar hepsi tamam da ben 30 yıldır elektirikçiyim bu fatura kalemlerinin anlam ve önemini tam olarak çözemedim. Bunların üzerine TRT payına ve dahi BTV'den de KDV alınmasını bir türlü anlıyamadım.
Yolun başında kırtasiyeyi ve haksız vergileri kaldıracağız diye iktidara gelenlerle, beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmur'da, lakin onlar kurudu biz ıslak kaldık. Yani zenginleşen iktidarlar zenginlerin mallarının satışları aksamaması için indirdikleri KDV' yi, neden garibanın zorunlu tüketim ihtiyacı olan elektirik, doğalgaz, su ve en önemlisi mazot gibi kalemlerde hiç KDV indirimini akıl etmezler. Ya da iç tüketimde pahalılaşan et olduğunda ithalat sopasıyla fiyatını düşürenler, pahalılaşan mazot olduğunda hiç ithal edip fiyatını düşürmeyi akıl etmez, 3 maymunu oynarlar?Diyeceklerim bu kadar.'' deyip sözünü bitirir.

Arka taraftan Kara Yusuf bağırır: "vereyim mi mehteri?'' Çoban Memet de: "Yok mehter kesmez komşular, uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece, desin Aşık Veysel. Pirim bunlar artıkan Mart'ta gidiciler.''
Gülüş cümbüş sohbet devam eder gider. Merak edenler Genç Gazete'ye abone olarak devamını öğrenebilirler.


GARİP FAKİİ.