Sohbet öyle bir müessesedir ki barışın, esenliğin, selametin olmazsa olmazı; gönüllerin felahı, sorunların iflahı; kadim devletlerin yegane dayanağı, ilim irfan otağı; görülmeyen noksanlıkların izharı...

Sohbet havasını solumayan birisi, milyonların yaşadığı dünyada tek başına kalır, dünyanın gecesini yaşar, elemini çeker, zilletini solur, korkaklaşır. Sohbet havasını soluyan biri ise yalnızca bir sohbet arkadaşı olsa bile onu dünyalara değişmez. Çünkü o onun gündüzüdür, dert ortağıdır, onda cesaret bulur ila ahir.

Ne yazık ki gün geçtikçe sohbet kültürümüz, bir su baloncuğunun patlaması gibi, yok oluyor. Bu yok oluş, Ağrı Dağından yuvarlanan devasa bir taşın önüne kattığı evlerin her birini teker teker ezerek ilerlemesi gibi geliyor insana, çünkü bu yok oluş aile içi ilişkilerimizi ve içtimai hayatımızı her gün biraz daha eziyor, köreltiyor, yalnızlaştırıyor, mahvediyor.

Peki sohbet kültürümüze ne oluyor da yok oluyor? Bunun sebebi ne? Neden gülümsemeler yalnızca emojilerde kaldı? Bu maktülün katili kim?

Bence sohbet kültürümüzün yok olmasının suçlusu iletişim araçları. Evet kesinlikle en büyük sorun bu. İsminin "iletişim araçları" olduğuna bakmayın bu yalnızca tahribatını örtmek için kullanılan bir kılıf. Neden "iletişim araçları" diye soracak olursanız; sosyal medya, boş beleş , malayaniyat , oyun programları ne kadar uygulama varsa bu meretin içinde.

Hepimizin dikkatini celb etmiştir; misafirlikte olsun, otobüslerde olsun, umumi yerlerde olsun çoğumuzun elinde, masasında ve en tehlikeli yer olan kalbinde o meretler var. Çok nadirdir eskisi gibi eve misafir geldiğinde misafire çay dolduran, ikram sunan yani hizmet eden gençlerimiz, yani biz...

Bütün bu sohbet cinayetinin tek zanlısı değil tabi ki teknolojik gelişmeler. Tabi ekseriyetle onun eli kanlı.

Özellikle sosyal medyada öyle dalavere ve iftira şebekeleri dönüyor ki aynı apartmanda oturan muhtelif milletlere mensup insanlar birbirlerine hain nazarıyla bakıyorlar, ön yargılı yaklaşıyorlar. .-halbuki öngörü bilgelere, ön yargı cahillere mahsustur- Suçsuz yere, bilip bilmeden. Komşularının nefretini iktisab ediyorlar Aralarına sohbet namına aşılmaz duvarlar örüyorlar. Komşuluğu öldürüyorlar.

Peki bu meretleri nasıl kullanmalıyız. Tabi ki de kullanmamız gereken şekilde yalnızca iletişim veya işimizde gerek ise iş için. Uzaktaki arkadaşlarımızı, akrabalarımızı aramak için. Hatta bu bir nevi sıla-i rahimdir.

Yavuz Bahadıroğlu, Osmanlı padişahlarından kısa kısa bilgiler verdiği bir kitabında, Osmanlı Devletinin zayıflamasını devleti idare edenlerin sohbet kültüründen uzaklaşmasına bağlıyor ve bu durumun şimdi aile üzerinde de olması durumunda kötü sonuçların olabileceğinden bahsediyor. Umarım ülkemizin aile devleti yıkılmaz...

İşte bütün bunların üstesinden gelirsek. Eski sohbet kültürünü kuyudan çıkarabilirsek,o zaman gülücükler emojilerde değil yüzlerde beliriverir.

Müstakim İNCE