BORÇ TUZAKTIR

Mal her doğup yasayan insanın canının yongasıdır. İnsanlardaki mal bağımlılığını aşmaya çoğu durumlarda evlatlık ebeveynlik iliskisi bile yetmez. Ne evlat babaya ne de baba evlada, hesapsız kitapsız durabilir. İstisnası vardır süphesiz; ama nerede?Elde olmayana, iradeyi kullanarak ve yüzsuyu dökmeden meşru yolla sahip olmanın tek yolu borçtur. Borç, bu yüzden insan kadar eski ve köklüdür.

Borcun bir de din tarafı vardır. İnsanı başıbos bırakmayan, gece ve gündüz hayatının tamamını irsat eden İslam?ın, borç konusunda şeriatsız, kendi iradesi doğrultusunda bırakması da düşünülemez. Aksine borç alıp vermeyi Kur?an?ın konuları arasında zikretmistir. Kur?an?ın en uzun ayeti borçlar hakkındadır. Peygamber aleyhisselam efendimizin hayatında önemli bir yer tutmuş, borç hakkındaki sözleri, kendisinin alıp verdiği borçlar bize kadar ulaşmıstır.

Borç alıp vermenin getirdiği en önemli hukuki boyut kul hakkı boyutudur. Borç Kul Hakkıdır. Kul hakkı, kullar gibi Allah?ın himayesindedir. Kul hakkının hesabı, Allah?ın hakkının hesabından zordur. Allah?ın hakkındaki müsamaha kul hakkında gösterilmez. Allah?ın hakkı tevbe ile kapanabilir, kul hakkı ise ancak ödeme ile kapanır. Yapılan ibadetler bu dünya hayatında kul haklarına karşı hesaptan düşülmüyor. Ama kıyamet gününde o ibadetlerden kul hakları ödenecek ve ibadetleriyle mahşere gelen eli boş kalacaktır.

Abdullah bin Ömer radıyallahu anh, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: ?İnsanların Allah katındaki en sevgilisi onlara en yararlı olanıdır. Allah?ın en çok sevdiği iş, Müslüman?a verdiğin bir sevinç, onun bir sıkıntısını gidermen, borcunu ödemen, açlığını gidermendir. Müslüman kardeşimin bir işini görmem için yürümem, mescitte bir ay itikâfa girmemden daha çok hoşuma gider.?

Allah, kullarının haklarını kendi himayesine almıştır. Peygamber aleyhisselam Efendimiz buyurdular ki: ?Sana emanet verenin emanetini geri ver. Sana hıyanet edene hıyanet etme.? Ebu Davud,Tirmizi

?Kimin, birisinde şerefiyle veya başka bir şeyle ilgili bir hakkı varsa, altın ve gümüşün bulunmadığı gün gelmeden bugün onunla helalleşsin. O zaman, salih amellerinden hakkı kadar alınıp öbürüne verilecektir. Eğer salih ameli yoksa diğerinin günahlarından ona yüklenecektir.? Buhari


ALLAH BORÇLUYLA BERABERDİR

?Allah borçluyla beraberdir. Yeter ki borcu Allah?ın hoşlanmadığı bir şeyde olmasın.? Bu iyi niyeti başka bir açıdan örneklendiren bir hadis-i şerif söyledir: ?Bir erkek bir kadınla, -aslında içinden ödemeye niyeti olmadığı halde- su kadar veya bu kadar bir mehir söz verip de kadının hakkını ödemeden ölürse, kıyamet günü Allah?a zinacı olarak kavuşur.

Herkes bilsin: Borçlu, ölse bile kurtulmuyor Cabir radıyallahu anh anlatıyor: Bir adam ölmüştü. Onu yıkayıp kefenledik. Namazını kılması için onu Resulullah sallallahu aleyhi ve selleme getirdik. ?Kılacak mısınız?? dedik. İki adım ilerledi. ?Borcu var mıydı?? dedi. ?İki dinar borcu vardı.? dedik. Namazını kılmadı. Ebu Katade: ?İki dinar borcunu üstleniyorum ya Resulellah.? dedi. O da namazını kıldırdı. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: ?Şimdi derisi soğudu.?

?Kim de ödemeye niyeti olmadığı bir borca girerek mal sahibini aldatır ve ödemeden ölürse Allah?a hırsız olarak kavusur.? Taberanî

Herkes Bilsin ?Şehidin her günahı bağışlanır, borç hariç.? ?Mümin, üzerinde borç bulundukça nefsi askıdadır.?

Bu ümmetin fitnesi mal üzerindendir. Peygamber aleyhisselam efendimiz buyurdular ki: ?Her ümmetin bir fitnesi vardır. Benim ümmetimin fitnesi de maldır.? Tirmizi

Muhammed bin Abdillah bin Cahş anlatıyor: Cenazenin bulunduğu bir yerde Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem oturuyordu. Başını göğe doğru kaldırdı, sonra gözünü kapattı. Ardından elini alnına koydu. Dedi ki: ?Sübhanellah Sübhanellah Ne büyük zorluk indirildi. Canımı elinde tutan Allah?a yemin ederim ki: Bir adam Allah yolunda şehid olsa, sonra dirilip tekrar şehid olsa, tekrar dirilip tekrar şehid olsa, eğer borcu varsa o borcu ödenmeden tüm günahları bağışlanmaz.?

Şehidi cennetten alıkoyan, müminin ibadet ve hasenatını rehin bırakan borç büyük bir tehdir. Bu tehye karşı mümin bir insanın şu kurallara dikkat etmesi kurtuluşuna vesile olur:

1- Borç zarurete binaen alınmalıdır. Herkes harcamalarını geliri ile orantılı yapmalıdır Ashab-ı kiram Peygamber aleyhisselam efendimizin borçtan Allah?a sığındığını ve bunu sık sık tekrar ettiğini görünce nedenini sormuslar o da şöyle cevap vermistir: ?İnsan borçlandığında konuşur, konuşmasına yalan katar. Söz verir, sözünde duramaz.? O muhteşem kişiliğine rağmen borçtan korkan peygamberimizi örnek almaya ne denli muhtacız Borç altına giren, ödeyebileceği bir borcu imzalamalıdır.

Allah, iyi niyetli kuluna yardım eder. Peygamber aleyhisselam efendimiz buyurdular ki: ?Ödemek niyetiyle insanlardan mal alana Allah geri vermede yardım eder. Kim de harcamak niyetiyle alırsa Allah da onu harcar.? Buhari

BORÇ VERİRKEN ALIRKEN ÖLÇÜMÜZ İSLAM OLMALI

2- Aile reisleri borca girmemeyi ilke edindikleri gibi, ailenin diğer fertleri de ev reisinin borca kaymasına vesile olacak nedenler üretmemeli, böylece ev reisine yardımcı olmalıdırlar.

3- Cenaze namazlarından sonra namaz kıldıran görevlilerin yaptığı ?haklarınızı helal edin? şeklindeki uyarı yeterli değildir. Çünkü her şeyden önce namazın kılınıp kılınmamasındaki incelik, hakların ödenmiş olmasındadır. Hak hukuku bitmiş birisinin namazı kılınmalıdır. Bu da helalliğin namazdan önce olmasını gerektirir. İkinci bir husus ise, cenazeye katılanlar arasında bir hak talebinde bulunanın olması zayıf bir ihtimaldir. Bu nedenle, alacak ve vereceği olanlar sünnete ittiba edip vasiyetlerini yazılı bulundurmalıdırlar. Ashab-ı kiram, vasiyetsiz iki gece uyumazlardı.

4- Borcu teşvik eden en büyük nedenler arasında israf, kör taklit ve gerekli gereksiz harcamalar, reklâmdan etkilenme, yaşam tarzını gayr-i İslamî ortamlardan kopyalama önemli yer tutmaktadır.

5- İslamî bir harcamada şu kurallar uygulanır: a- Önce zarurilere harcama yapılır. b- Sonra ihtiyaçlara harcanır. c- Ondan sonra da daha iyi olmayı sağlayacak alanlara harcama yapılır. Bu alanlardan bir öncekini asıp diğerine harcama yapmak uygun görülmez.

6- İlla borç altına girilecekse, veren ve alan için rahatlık olacak şekilde güvence sunulmalıdır. Resmi bir evrak olusturulması, kefil veya rehin alınması, şahit gösterilmesi gayet normal görülmelidir. Kur?an?ın işareti bu yöndedir.

7- Borç ilişkisinde akrabalık itimat unsuru olarak kullanılmamalıdır. En yakın akraba da dâhil olmak üzere, yabancıya nasıl borç veriliyorsa öyle vermek gerekir. Bilhassa kardeşler, aralarındaki borçları belgelemelidirler ki kendilerinden sonrakilere sorun bırakmasınlar.

8- Zenginler Müslüman kardeslerine borç vermek zorunda değildirler. Borç vermek bir fazilet ve takva seviyesidir. Borç veren Müslüman?ı Kur?an övmüstür.

9- Zenginin daha önceden bir fakirde oluşan alacağını zekâta sayması caiz değildir.

10- Borcunu ödemeyi geciktirenin, ödeme imkânı olup da ödemeyi geciktiriyorsa bu bir zulümdür. Borcunu geciktiren zalimdir. Tam bir kul hakkı irtikâbı içindedir. Diğer ibadetleri eda etmis olması onun iyi Müslümanlığına delalet etmez. Sehit olarak ölse dahi cennete girmesi söz konusu değildir. O borç bir yolla ödenecek ondan sonra cennete girecektir.


4-BORÇLU YAŞAMAK ATEŞTİR

Baskalarının malı köy merası değildir. Zinadan, kumardan kaçar gibi borcun üzerine yatmaktan da kaçmak zorundayız.

11- Borcunu gerçekten ödeyemeyecek durumdaki bir Müslüman?a, borç ertelemesinde bulunmak, Kur?an?da övülen, hadislerde methedilen işlerden biridir. Peygamber aleyhisselam efendimiz şöyle buyurdular: ?Kendisine borçlu olanın borcuna kolaylık sağlayan veya borcunu silen kıyamet günü Ars?ın gölgesindedir.?

?Ticaretle uğrasan biri insanlara borç verirdi. Borcunu ödeyemeyen biri geldiğinde elemanına: ?Bunun borcunu boş verin. Belki Allah da bizi affeder.? derdi. Gerçekten de Allah onu affetti.? Buhari-Müslim

?Zorda olan birindeki alacağını erteleyen veya tamamen sileni, hiçbir gölgenin bulunmadığı günde Allah, kendi gölgesinde gölgelendirecektir.? Müslim

Sahabeden Ebu Katade radıyallahu anh, bir borçlusunu arıyor, o da ondan gizleniyordu. Sonunda onu bir yerde gördü. Adam ?Zordayım.? dedi. Ebu Katade: ?Aman Allahım Resulullah sallallahu aleyhi ve selemi şöyle buyururken işitmistim: ?Kimi, Allah?ın kıyamet sıkıntılarından kurtarması mutlu ediyorsa, zordaki birinin borcunu ertelesin veya kaldırsın.? Müslim

12- Borç, altın ve gümüs üzerinde hassas bir konudur. Altın ve gümüşü satın alıp borca yazmak haramdır. Eğer satılan altın ve gümüş ise alış veriş nakit olmalıdır.

13- Borcun, geciken veya gecikecek zamanını telafi için üzerine ilave yapılması faizdir.

14- Çocukların, anne babalarının borçlarını ödemeleri, bilhassa onların ölümünden sonra evlatlığın en önemli gereklerindendir.

15- Borç zilletine düsmeden yaşamak veya borçlu iken borçtan kurtulmak için tavsiye edilen İslamî öğütler şunlardır: a- Bir miktar birikim sahibi olmak gerekir. b- Sünnet olan, ölçülü ve ekonomik yaşamaktır. ?Harcamada dengeli olmak yaşamanın yarısıdır.? şeklinde hadis vardır. c- Manevi yönden boş kalmamak, zikir ve istiğfarla Allah?ın yardımını talep etmek gerekir. Bilhassa varlık içinde yokluk olarak adlandırılabilecek bereketsizliğin ana nedeni günahlardır.

Kur?an?ımızdan Öğüt: ?Ey iman edenler, birbirinizden belirli bir vade ile borç aldığınızda aranızda doğrulukla tanınmıs bir kisi onu yazsın. ? Bakara suresi, 282,283

NOT: Bu yazı Nurettin Yıldız Hocanın Pazar Sohbetlerinden düzenlenmiştir.