Tarih boyunca ticaretin olduğu her yer aslında birer fuar merkeziydi. Bizlerde panayırlarla başlayan serüven İzmir İktisat Kongresi'ne kadar sürmüştür. İktisat sergileriyle devam eden organizasyonlar 20 Agustos 1936 yılında açılan ilk İzmir Enternasyonel Fuarı ile uluslararası kimliğe kavuşturulmuş ve yerli yabancı kuruluşlarda katılmıştır. İzmir'deki bu etkinliklerin ardından Türkiye'nin diğer illerinde de fuarlar kurulmaya başlanmıştır. Kurulan bu fuarlarda ekonomik ve ticari amaçlar ile her türlü eğlence iç içe düşünülmüştür. İzmir Enternasyonel Fuarı 1946 yılında Uluslararası Fuarlar Birliği'ne ( UFI ) üye olmuştur. Bu gelişme, Türkiye'de fuarcılık sektörünü başlatmıştır. Bugün gelinen noktada ülkemiz Fuar sayısı itibarıyla Avrupa'da ikinciyiz. Ama fuarlardan elde edilen gelirlerde 8. sıradayız. Türkiye'de fuar alanı büyüklüğü ve sayısı bakımından İstanbul ilk sırada yer alıyor. İstanbul'u fuar alanı büyüklüğü bakımından İzmir, Konya, Bursa ve Antalya, fuar sayısı bakımından Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya izliyor.

Dünya geneline baktığımız 325 Milyar Dolarlık bir büyüklüğe sahip olan fuarcılık sektöründe Almanya lider ülke konumundadır. Birçok sektörün önemli fuarlarının düzenlendiği Almanya bizlerin örnek alması gereken ülke konumundadır. Türkiye'nin dünya fuarcılığından aldığı payın yaklaşık yüzde 1-1,5 aralığında olduğu göz önünde bulundurursak bizlerin çok daha profesyonel ve sistematik ilerlememiz gerekliliğini yakından görüyoruz.

Ülkemizde birçok sektör uluslararası ticarete dahil olmaya, Dünya ile rekabet edecek ürünleri piyasaya sunmaya çalışıyor. Dünya ticaretinde söz sahibi olmak isteyen ülkeler, fuarcılık alanında yaptığı çalışmalar ile de ön plana çıkmaktadırlar. İnegöl ve bölgemizi düşündüğümüzde tarih boyunca bir merkez konumunda olduğunu görüyoruz. İşte bu noktada şehrimiz kollektif çalışmayla ön plana çıkmalı ve bir vizyon ortaya koymalıdır.

İstanbul-Ankara-İzmir-İzmit-Sakarya-Eskişehir ve Antalya gibi şehirlerin merkezinde yer alıyoruz. Yani Türkiye'de üretimin yapıldığı tüm şehirlerin merkezindeyiz diyebiliriz. Bununla birlikte en önemli nokta turizm destinasyonların varlığıdır. İznik, doğa turizm, deniz ve termal alanları göz önünde bulundurursak fuarcılık yanında birçok ekstra gelirinde ziyaretçiler tarafında yaratılabileceği kaçınılmaz gerçektir. Buradaki en önemli konu az öncede söylediğim üzerek stratejik çalışmanın yapılarak kollektif bir şekilde hareket edilmesinin gerekliliğidir. Yapılacak çalışmalarla ilgili detayı buradan paylaşmam zor ancak şehrimizin ekonomik değer yaratması , sektörel gelişimi sağlaması, yeni sektörlerin kazandırılması ve faaliyet gösterdiği sektörlerde liderlik etmesi gerekliliklerini düşündüğümüzde fuarcılık anlamında harekete geçmelidir.