Nasıl insan sevinmesin, ülkesinin huzur, mutluluk içinde yaşadığını görünce. İnsan nasıl minnetle anmaz, ülkesini muasır medeniyet seviyesine çıkarmak için gecesini, gündüzüne katan liderine. İnsan nasıl özlemez, ülkesini gelişmiş ülkelerle rekabet etmesi için adımlar atan liderini. İnsan nasıl hayran kalmaz, batılı ülkelerde bile kadınlara seçme seçilme hakkı verilmezken, yeni kurulmuş daha kuruluşundan dokuz yıl geçmesine rağmen kadınlarına seçilme hakkını veren liderine.

İnsan nasıl saygı duymaz, okuma yazma bilmeyen halkına mektepler açarak, kara tahta başına geçip halkına öğretmenlik yapan liderine. İnsan nasıl unutur, tarım ülkesini sanayii devrimiyle tanıştırmak için makinelerin başına geçip makinistlik yapan liderini. İnsan nasıl gönlünde taşımaz, 'İstikbal göklerdedir.' diyerek, halkına gökyüzünü hedef gösteren; gökyüzüne hakim olan, yeryüzüne hakim olur felsefesini kendine miğfer seçen toplum oluşturmaya çalışan liderini.

'Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir.'

diyen, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, gençliğe müthiş bir hedef koyarak onların sürekli aksiyon içinde olmasını emretmiştir.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ve kurtuluşu bütün mazlum milletlere örnek oldu, bundan sonrada olacak. Kurtuluş savaşında, eşsiz liderin komutuyla kadın, erkek, çoluk çocuk, genç, yaşlı ayrım yapmadan bedenlerini mitralyöze karşı siper etti. Özgürlüğünü, bağımsızlığını canından daha aziz bildi. Bu gün huzurlu yaşamımızın karşılığını, atalarımız kanlarıyla, canlarıyla bedelini öyle ağır ödediler ki, yıllarca onun sancısın çektik hala da çekiyoruz. İşte bu bedel bizleri 'Vatan' deyince dik durmamıza sebebiyet veriyor.

Şair dememiş mi?

'Bayrakları Bayrak yapan üstünde ki kandır.

Toprak eğer uğruna ölen varsa vatandır.'

Bu felsefeyi merkeze alan Mustafa Kemal Atatürk özgürlüğün bedelinin candan daha kıymetli olduğu düşüncesini iliklerimize kadar işledi. İyi ki işledin Atam.

10 Kasım 1938 de saatler 9'u beş geçe zaman durdu, hayat durdu, can durdu. Ancak Ülkemin kurucu liderinin devrimleri durmadı. Hala da durmadı, durmayacak. Biliyoruz ki devrimler merkez kaç kuvvet gibi durduğunda, içinde barındırdığı bütün değerleri fırlatıp dışına atacak. Atamın devrimleri gibi kendisi de ülkemin üzerine yıldız gibi doğdu. İyi ki doğdun, ruhun şad olsun.