Güzel İnegöl'ümüzün gezilecek ve görülmesi gereken birçok yeri mevcuttur. Bu güzel yerlerden biri de 'Kasım Efendi caddesidir. Bazen Kasım Efendi camisinden başlar Hürriyet (Sarı) camisinin olduğu tarafına kadar tur atarım.

Kasım Efendi caddesinin diğer caddelerden önemli bir farkı nostaljik olmasıdır. Yani gezdiğinizde etrafta hala İnegöl'ün eski yapılarını, büyük firmalara karşı adeta 'yıkılmadım ayaktayım' diyen küçük esnafları, geçmişi eskilere dayanan helvacı dükkanlarını ve en önemlisi de sanat merkezi özelliğini taşıyan dükkanları bulabilirsiniz.

Geçen günlerin birinde yine Kasım Efendi caddesini turlarken bir sanat merkezi niteliğinde olan Yapıcı Sanat Merkezinin camındaki yazı beni üzdü. Çünkü camda şöyle bir veda yazısı yazılmıştı."Son Noktayı Koyuyoruz".

Çeşitli ve devasa ağaçların sıralandığı caddede ilerlerken yaprakların hışırtısı beni yıllar öncesine götürdü. İnegöl İmam Hatip Lisesine tayınım yeni çıkmıştı. Her gün çeşitli vesilelerle İnegöl'ün değerli insanlarıyla tanışıyorduk. Bir gün okulumuza öğrenci velilerimizden birisi gelmişti. Okulumuzun müdür yardımcısı o kişiyi tanıtırken "Bak hocam, bu adam Yapıcı bir insan, yıkıcı değil. Adı da Nevzat". Nevzat abimizin soyadından hareketle hem soyadını söylüyordu hem de soyadı gibi yapıcı bir insan olduğunu bize anlatmaya çalışıyordu.

O günden sonra Nevzat abimizin dükkanının önünden geçerken eğer dükkanın önünde ağacın gölgesinde oturuyorsa bende oturur ve birlikte çay içerdik. Bu arada da sanat ve dini sohbetler yapardık.

Nevzat abimiz İnegöl'de kendi imkanlarıyla kendini yetiştirmiş çok değerli bir sanat insanı ve çok başarılı bir ressamdır. Yeteneklerini kullanarak yaptığı çok güzel eserleri vardır.

Ancak sanatın ve gerçek sanatçıların unutulduğu bir dünyada sanırım Nevzat abimiz de gençler tarafından yeteri kadar tanınmadı ve değeri bilinmedi.

İnegöl hem maddi hem de manevi yönden eşine az rastlanan bir ilçemizdir. Mutlaka bilirsiniz İnegöl'de yazarlar, şairler, edebiyatçılar ve çeşitli alanlarda kendini yetiştirmiş birçok sanat insanı vardır. Ancak pek fark edildikleri ve kendilerinden yeteri kadar istifade edildiği söylenemez.Bu insanlardan yararlanma konusunda -bildiğim kadarıyla- bir çalışma da yoktur.

Zaman zaman basında okuyoruz. Şu yerde yapılan kazıda şöyle değerli tarihi eser bulundu, gün ışığına çıkarıldı ve insanların hizmetine sunuldu. Bir taşın gün ışığına çıkarılması çok önemseniyor (biz de önemsiyoruz) ama keşfedilmemiş nice değerli insanlarımız ne yazık ki gün ışığına çıkarılmıyor.

Bir çok yetenekli sanat insanımız sonunda çalışmasına son noktayı koymak zorunda kalıyor. Oysa günümüzde gerçek sanata ne kadar da ihtiyacımız vardır. Özellikle teknolojinin esir aldığı gençlik için sanat ne kadar önemlidir. Sanatsız yetişen bir neslin duyguları gelişemez, duyguları gelişemeyen insanlarda değerlere saygı ve bağlılıkta gelişemez.

İslam dininin sanata ne kadar büyük önem verdiğini hepimiz biliyoruz. Kur'an'da belirtildiği üzere en büyük sanatkar Allah'tır. Allah, kainatı ve kainatın küçük örneği kabul edilen insanı, üstün yeteneklerle donatarak "en güzel biçimde" (ahsen-i takvim) yaratmıştır. Müslüman kendisini ve çev­resini güzelleştirmekle sorumlu tutulmuştur. "Allah güzeldir, güzeli sever" (Müslim, "iman 147") hadisi bu hususta Müslüman'a yol göster­miştir. Bu ilke doğrultusunda Müslümanlar, sanatın mimari, musiki, minyatür, hat gibi hemen her dalında özgün ve muhteşem eserler orta koymuşlardır.

İslam sanatında Allah'a ulaşma düşün­cesi Müslüman sanatkarın daima temel amacı olmuştur. Bu duygularını da, en gü­zel biçimde süslemede dile getirmiştir. Cami duvarlarındaki Hat yazılarında, kubbe iç yüzeylerinin süslemelerinde, sonsuzluğu ve güveni ifade eden geometrik şekiller sıkça görülmektedir. Mimarimizdeki bu sanatlar, başlangıcı ve sonu olmayan Allah'ı hatırlatmakta, insan ruhunda ve düşüncesinde derin izler bırakmakta ve yeni ufuklar açmaktadır.

İslam sanatının amaçları arasında Allah'ın varlığını ve sevgisini insanlara hissettirmek de vardır. Bu amaca ulaşabilmek için Müslüman sanatkar, daha çok Allah'ın kudretini ifade eden güneş,ay ve yıldızları temsil eden geometrik şekiller,tabiat ve bitki motiflerini kullanmıştır. Nitekim Kur'an, insanoğlunu Allah'ın varlığını ve kudretini hissetmek için gökyüzüne ve tabiata bakmaya çağırmaktadır.

UNUTMAYIN: Cinselliğin sanat haline getirildiği ve sanatın cinselleştirildiği bir zamanda gerçek sanatçılara ve "YAPICI" sanatçı abilere , ne kadar da ihtiyacımız vardır.