Uzun zamandır bazı duyumlarım sebebiyle pek hoşlaşmadım bu yazarımızdan. Yakından tanımak ve taşı gediğine koymak babında bir değerlendirme yapmak için en azından bir kitabını mutlaka okumalıydım. Bununla da yetinmedim serinin tüm kitaplarını okuyan arkadaşımın ortaokula giden küçük kızı ile ufak bir söyleşi de yaptım.

Okul kütüphanesine bağışlanmak üzere rafta duran kitaplardan biri de "Karantina" serisinin ilk kitabıydı. Aldım ve "gençlerin okumasının arka planındaki sebebi nedir?" diye merakımdan okumaya çalıştım ve başardım da.

9 yaşında yazmaya başlayıp da çeyrek asırlık ömrüne birçok eser sığdırmış bu genç yazarımıza ne hikmetse ısınamadım. En son söyleyeceğim sözü şimdi hemen söyleyeyim: Liseli gençlerin hatta ortaokulu çocukların okuduğu bu kitapta maalesef küfürlü sözler var. O kaba, o iğrenç sözleri de açık seçik yazmış olmasını bir bayan yazara hiç yakıştıramadım. Sinli-kaflı küfürler savuran gençlerin kelimelerini realizm aşkına satırlarına boca etmiş bu genç yazarımıza: "Keşke 9 yaşında yazmaya başlamasaydın!" demekten başka bir sözümüz kalmadı.

Çok okunan kitaplar arasında varsayılan bu kitabın gençler üzerinde yaptığı ya da yapabileceği tahribatın sınırını tespit edebilmemiz mümkün müdür acaba? Anne-babasına isyan eden, okulundaki akranları arasında küfreden kızları duyunca... Müsebbibi olarak yazarın eserlerini göstermek durumunda hissediyorum kendimi.

"Haya güzeldir ama kadınlarda olursa daha güzeldir" sözünün zıttı olan "küfretmek kötüdür ama kadınlar küfrederse daha kötüdür" çıkarsamasını yapmak mümkündür. Polisiye roman kategorisinde değerlendirilebilecek bir eser normlarına sahip kitapta, bir gençlik aşkı olmazsa olmazdır. Tabii sarılmalar öpüşmeler ve bunları anlatan etkili satırlara girmeye gerek yok. Nasıl hissetmişse öylece yazmaya çalışmış, sanırım. Bu durumda genç okuyucularının ruhlarında şehvet ateşlerinin parlamasına sebep vermiş olmalı.

Satırların arasında birtakım kitapların ve filmlerin isminin geçmesi de ufak bir reklam çalışması olduğu söylenebilir. Aslında ismi verilen eserler de maalesef gençliğimizin ahlakını dejenere edebilecek çerçevede olan eserlerdir. Lakin açık söylemeliyim bireysel ve toplumsal sorumluluk hissetmeden yazıldığı kanaati söz konusudur, dersen başım ağrımaz. Toplumun karşısına geçen, gençlerin eline sıkıştırılmış bu tür eserlerin gözden geçirilmesi gerekir. Ben bu tür eserlerin bir okul kütüphanesinde yer almasını ve sıkça okunmasının sakıncalı olduğunu düşünüyorum.

Hayli zamandır öğrencilere "kitap okuyun, okuyun da ne okursanız, okuyun!" dediğimizde büyük bir hata yaptığımızı anlamış oluyoruz. Wattpad kültürü ile yazılmış böyle dil açısından akıcı eserler, akranları vesilesiyle gençler tarafından çok okunuyor. Lakin kitap olarak basılmış bilmem kaçıncı baskı diye verilmiş eserler demek ki bazen doğruyu vermiyorlar.

Anne babasının genel kanaatlerine aykırı davranan öğrencileri duyduğum zaman "bu yazarı mı okuyorlar?" diye sorasım geliyor. Çünkü Karantina isimli kitapta Mahşerin Dört Atlısı kulübünün kutsal üyeleri imişcesine bahsedilen üç erkek, bir kız maalesef heyecanlı ve kötü bir grup olmuştur. İlk bölümlerde kızcağız erkeklerle girmiş olduğu macerada adeta horlanan, ötelenen bir tip olarak gözükürken anne babasının sözünü hiç dinlemeden evden çıkan belki günlerce eve gelmeyen bir model olarak çiziliyor.

Aşık olduğunu bile itiraf edemeyecek boyutta çekişmeli/didişmeli bir aşk hikayesi, günümüz gençlerinin maalesef tarzı olmuş durumda. Ondan sonra genç kız cinayetleri neden oluyor diye sormaya çalışıyoruz. Romanda bir sayfanın başında birbirine güzel sözler söyleyen, aşk nağmeleri okuyan gençlerin sayfa sonunda kedi köpek gibi didişmelerini görünce insanın ağzı açık kalıyor.

Belki birileri, böyle eserlerin çocukların psikolojilerine büyük zararlar verdiğini fark eder de toparlamaya çalışırlar. Bir tek ahlaki kuralı bile dikkate almadan yazılmış eserler, Müslüman Türk toplumunun geleneksel kodlarına dinamit yerleştirdiklerini bilmeliler.

Geçen TÜYAP kitap fuarına gelecek dediklerinde yazarımıza ufak bir not yazıp önüne koymak isterdim. "Kitabınızda yazmış olduğunuz bu kelimeleri şimdi de bütün topluluk karşısında söyler misiniz? Okur musunuz yüksek sesle?" diye kitabından alıntı yaptığım o küfür sözleri okuyucularının/dinleyicilerinin karşınsında telaffuz etmesini isterdin Bakalım utanıyor mu, utanmıyor mu?