" Modern insan" olarak en çok baskıya maruz kaldığımız alanlardan bir tanesi "bilgi" alanıdır...Sanırım bu yüzdendir ki sık sık " bilgi kirliliği" ve "kavram kargaşası" kavramları bazı yerlerde gündemimize giriyor.JTırnak içinde söylüyorum. Peki "Bilgi despotizmini" nasıl açıklayabiliriz ?

Bilgi despotizmi kitlelerin bilgisini kontrol ve baskı altına almaktır. Tabi bunun birazdan açıklayacağım bir kaç temel metodu vardır. Ancak şu unutulmamalıdır ; Despotizm, baskı ve kontrol deyince akla ilk bu öğelerin siyasal güç üstünden sağlanan şekli gelir. "Resmi ideoloji" "Resmi eğitim" vs argümanlar ileri sürülür.

Bu konuda kimse haksız sayılmaz ama günümüz dünyası şer , kötü , habis ve şeytani olanı hep bir tarafa yükleyip ve bu hükmü genel kanaat edinip kendi kötülüklerini ve Şeytaniliklerini başkasının kötülüğü üstünden meşru hale getirenlerin de erdem ve ahlak abidesi kesildiği bir dünya haline geldi.İşte deyim yerindeyse zurnanın zart dediği yer burası !

Bilgi despotizmi sadece rejimlere , muktedir siyasi yapılanmalara has bir olgu ve baskı biçimi değildir. Kurumsallaşmış kurumsallaşmamış ya da kurumsallaşmakta olan her olgunun ; Parti, dernek, vakıf, cemaat ,topluluk, siyasi ve fikri hareket, örgüt hatta toplumsal ilişkiler bağlamında iki kişinin ya da daha fazla kişilerin birbirleriyle ilişkilerinde görülebilir.

Bu geniş çerçeve den bakacak olursak bilgi despotizminin ilk metodunun "ötekileştirmek" olduğunu görebiliriz...Ötekinin kötü, olumsuz olduğu telkiniyle hedef kişi ya da kişilerin olaya geniş bağlamda bakmasının önüne geçilir.

Bilgi despotizminin diğer metodu tekrardır. Sürekli aynı konu, aynı gündem ve aynı argümanlarla bilgi despotizmi kurulabilir. Bu durum aslında bir süre sonra bir döngü halini alır. Örneğin sürekli aynı konuyu konuşan ve bu aynılık durumunun dışına çıkamayan bireyler her ne kadar farklı ,düşüncelere sahip olduklarını iddia etseler bile bilgi despotizminin etkisiyle yine fikirsel tekamüllerinin başladıkları noktaya gelirler.

Bir diğer metot olarak çok sık yaşanan şeyi gösterebiliriz ; Tek kanaldan beslenme. Bu daha çok insanın kendine uyguladığı bir baskı biçimi olarak görülür. Sürekli aynı kanaldan bilgi alımına maruz kalan bireyler kendilerini geliştiremez ve özgün fikirlere sahip olamazlar. Tahammülsüz ve kıyas yetenekleri gelişmemiş bireyler olurlar...

Buraya kadar kısaca değindiğim bilgi despotizmi cağımızın en büyük hastalıklarından biridir. Buna maruz kalmanın yaşı olmadığı gibi maruz kalanların ve kalma ihtimali olanların belirli sınıfsal özellikleri yoktur. Yani kimse kalkıp bilgi despotizminin kurbanlarının eğitim ve maddi düzeyi düşük insanlar olduğunu iddia edemez.

Hiç ummadığımız insanların ve bizlerin dahi bilgi despotizminin kurbanı olduğumuzu ya da olacağımızı unutmamalıyız. Buna karşı savunma mekanizması olarak sorgulama ve kıyas yeteneği, adalet duygusu ve özeleştiri kabiliyetini sürekli diri ve açık tutmak olduğunu da şahsen düşünüyorum...



Selam sevgi ve muhabbetle...