Dumanla,güvercinle haberleşen insanoğlu için, bilgiye ulaşmak artık haftalarca değil sadece birkaç saniye sürüyor.Bilgiye ulaşma hızı mükemmel fakat, burada önemli kazanan soru şu:Hangi bilgiye ulaşıyoruz?

Gazeteler, TV'ler,internet ve (a)sosyal medyada bilgi bolluğu var, adeta BİLGİ BOMBARDIMANI ALTINDAYIZ.

Elinde telefon, bilgisayar olan herkes, her an bilgi yayıyor. Bu bilgileri yayanlar;bilgi yaydıkları hususlarda uzman mı, o hususları yeterince biliyorlar mı,yeterince araştırıyorlar mı?Cevap: ha-yır.Bilerek yalan ve iftira yayan insanlar var mı? Elcevap: e-vet.İşte bu nedenle ortaya bir durum çıkıyor ki o durum; BİLGİ KİRLİLİĞİ durumudur ve bu durum toplumsal bir virüstür, hastalıktır artık.

Art niyetli insanların,yalancıların, fitnebazların,yabancı istihbarat örgütlerinin, terör örgütlerinin de internet ve özellikle (a)sosyal medya üzerinden sürekli yalan-yanlış bilgi pompalıyor olması, BİLGİ KİRLİLİĞİ VİRÜSÜnü daha tehlikeli hale getirmiş durumdadır. Bu durum toplumsal barışı,milli birliği, devletin bekasını tehdit etmektedir.

'Yarım doktor candan, yarım hoca imandan eder' demiş ya atalarımız,buna 'yarım bilgi hakikatten eder insanı' diye bir ilave yapabiliriz.

İşin diğer boyutu PSİKOLOJİK HARP boyutudur.Savaşın çeşitli şekilleri vardır malumunuz, bunlardan biri de psikolojik savaştır.Belli şeytani güçler,dünyayı iliklerine kadar sömürmek isteyen batılı güçler;insanları kullanıp ülkeleri ve dünyayı kontrol etmek amacıyla, medya aracılığıyla psikolojik operasyonlar çekiyorlar;siyahı beyaz diye yutturmak,ülkeleri karıştırmak,terörü azdırmak,ahlaksızlığı yaymak istiyorlar.İşte bu psikolojik savaştır.Ve bu psikolojik savaşın TEK SİLAHI bilgi kirliliğidir, yalan ve iftiradır.

'Size bir fasık bir haber getirdiğinde ARAŞTIRMADAN İNANMAYIN' mealindeki ilahi uyarıya sıkı sıkıya uymalıyız.Her duyduğumuza inanmamalıyız, HER SAKALLIYI DEDEMİZ ZANNETMEMELİYİZ.

Bilgiye ulaşmak bu kadar kolayken,hiçbir bilgiyi sorgulamadan, araştırmadan, peşinen kabul etmemeliyiz. Bilgiyi işinin ehli olandan öğrenmeliyiz. İnternetten öğrendiği üçbeş satır bilgiyle ahkam kesen GOGIL CAHİLLERİNE pirim vermemeliyiz. Vermemeliyiz ki psikolojik savaşa kurban etmeyelim geleceğimizi.

Doğada su çok ama her suyu içmiyoruz, temiz mi diye bakıyoruz.Aynı şekilde; dünyada bilgi çok ama her bilgi doğru mu diye bir bakmalıyız.Aksi taktirde yanlışların doğruları,algıların hakikatleri yok ettiği bir ülke ve dünyada cehennemi yaşarız hep birlikte.Dikkat edelim,su uyur düşman uyumaz.Dikkat edelim bilgi kirliliği bulaşmasın bize.

(Dikkat edelim,bilgi kirliliği gibi Koronavirüs de yayılıyor.Lütfen maske,mesafe, temizlik.Zor değil bu tedbirler.Kendi sorumluluklarımızı yapmayıp başkalarını ve devleti suçlamayı bırakalım, bu ağızla konuşan medya bozguncularına kulak asmayalım)