Kırılmayı dibine kadar yaşayanlardanım.

Gerekli gereksiz her şeye alınganlıklarım vardır.

Yapılan harekete, söylenen söze takarım.

Kendime kapanır, kendime kızarım.

Karşımdaki de sussun kanatmasın isterim.

O yüzden söylediklerim duyulsun, susulsun isterim..

Mesele budur..

Yoksa kimseyi kırmışlığım harcamışlığım yoktur.

İşte o yüzden Yavuz Turhan ım..

''Uğruna şiirler mi istersin,

acımasız hayatın tam ortasında yapayalnız , uzaklarda...''

gülümsüyordu, gönlündeki yangının tam ortasında.

Sevmekten ümidini kesmeden.

Çırılçıplak yağmur altında bekler gibi.

Aklında sihirli sözcükler biriktiren bir adamın

Nefesinde hissetti.

''Ne kadar yalnızım''ın keskin darbelerini.

Umudunu hiç yitirmeden

Hayatla kavgasının bağrına sapladı

Tüm birikmişlerini.

Telefondaki sesin davetine tereddütsüz ''evet'' dediğinde,

Soyundu üzerindeki , gamı,kederi,hasreti.

Uğruna şiirler yazıldığını hiç hissetmemişti.

Söylenen tüm aşk şarkılarına sağırlığı dindi.

Yüzleştiği tüm şiirler ''O''nundu. Ayrılığı unuttu..

Bir dip dalgası patladı kalbinde,

Ortalığa saçıldı ayrılığın hüznü, dağıldı.

Üzerine basarak hepsinin

Yeniden var olmanın mutluluğuyla doldurdu,

Yine ,yeniden benliğini..

Savrulan yaşamların dağınıklığını toplamaya başladı,

Elinde umut kürekleri, sevgiyle harmanladı ,

''AŞK''ı...

''Yüreğinde her hangi bir yerde akşamüstü buluşması''

YAVUZ TURHAN