Dünden devam ediyoruz."Ben Alper Taban olsam" demiştik... Mevzu şu idi; Eğer Başkan Taban, önümüzdeki seçimlerde sandıktan çıkarak, belediye başkanlığına devam etmek istiyorsa, nasıl bir yol takip etmeli?

Ben Alper Taban olsam Büyükşehir'in, özellikle Başkan Aktaş'ın kapısından ayrılmazdım. Çünkü Başkan Aktaş, 3 dönem İnegöl'de Belediye başkanlığı yaparak İnegöl tarihine geçti.

İnegöl'ü yönetecek olan başkanın, Başkan Aktaş'tan kopuk bir idare sergilemesi yanlış olur. Çünkü seçimle değil emaneten geldiniz o makama.

Eğer mevcut Belediyeyi bir futbol takımı olarak düşünürseniz, takımı Başkan Aktaş kurdu. Bugüne kadar takımın aldığı tüm galibiyet ve mağlubiyetlerde O'nun imzası var. Devam eden lig ve kupalar da hep O'nun eseri. Alper Taban da aslında, Aktaş'ın bir tercihi olarak önce bu takımda başkan yardımcısı oldu.

Sonra da yine Başkan Aktaş'ın tercih ve önerisi ile Başkan oldu. Yani Başkan Aktaş, bir çok yönden Alper Taban'ın ustası konumunda. Ben Alper Taban olsam; Başkan Aktaş ile ilgili; "Aralarında bir soğukluk var" dedikodularını ortadan kaldıracak adımlar atardım.

Çünkü, Kulislerden gelen bilgilere göre: Başkan Aktaş ile Başkan Taban arasındaki iletişimin, beklenen düzeyde olduğunu söylemek mümkün gözükmüyor.

Ben Alper Taban olsam; mevcut takımı da bozmamaya çalışırdım. Büyük ve köklü değişiklikler yapmazdım. Mevcut kadroyu korurdum. Yeni bir taktik ve sistem arayışına girmezdim. Eksikliklerden çok artılara odaklanırdım. Yani personel ile aramı iyi tutardım. Mevcut personelin huzurunu bozacak, tepkisini çekecek adımlar atmazdım.

Daha çok mevcut personelin moral ve motivasyonu arttırmayı hedefler, destek ve katılımlarını sağlamaya çalışırdım.

Ben Alper Taban olsam; "Sistemi yeniliyoruz. Eski anlayışları değiştiriyoruz. Belediyeciliğe yeni bir anlayış getiriyoruz" gibi söylemlerden kaçınırdım. Çünkü bu tür söylemler, üstü kapalı da olsa, aynı zamanda; önceki başkana eleştiri gibi algılanıyor. Halbuki teslim alınan bir emanet var. Teslim alınan işler ve hizmetler var. Bunların en iyi şekilde tamamlanmasına odaklanmak gerekiyor.

Ben Alper Taban olsam, basın ile iletişim ve paylaşımı, en üst düzeye çıkarırdım. Basının Aktaş döneminden tecrübe ve alışkanlıkları var. Bunları dikkate alırdım. Basının ayağıma ve etkinliklere gelmesini beklemez, her vesile ile ben giderdim. Maddi ve manevi yanlarında olduğumu hissettirirdim.Bildiğim akdarı ile halkla iletişimi arttırmak için ziyaretlere ağırlık vermiş olan Başkan Taban, henüz basına iade-i ziyaret gerçekleştirmiş değil.

Eğer niyet yola devam etmekse; tüm hamleleri bu niyete göre yapmak gerekiyor. Teşkilat, kamuoyu ve basın nazarında izlenim ve imajınız çok büyük önem taşıyor. Ne yaptığınızdan çok nasıl anlaşıldığınız çok önemli. Mütevazılık ve disiplin anlayışınız, soğukluk ve bencillik olarak da algılanabilir.

Başkan Taban farkında mı bilmiyorum ama Basın ilişkileri ve personel memnuniyeti açısından da bize gelen bilgiler pek olumlu değil. Başkan Aktaş'ın Bursa'daki imajına bakın. Kim ne derse desin, Başkan Aktaş seçim öncesi son bir yılını çok verimli ve etkin kullanmaya çalışıyor. Başkan Aktaş'ın, halk arasında kısa sürede, büyük bir teveccüh gördüğünü söylemek mümkün. Eğer bu teveccüh devam ederse, Büyükşehir'de karşısına çok az rakip çıkacaktır.

Ben Alper Taban olsam, Başkan Aktaş'ın bu konumundan destek ve tecrübe almaya çalışırdım. Aynı teveccühü İnegöl'de kazanmayı hedeflerdim. Benzer taktikle İnegöl'de siyaset yapardım. Son bir yılımın olduğunu asla ihmal etmezdim. Tüm hamlelerimi son bir yıla göre yapardım.

Açıkça söylemek gerekiyorsa; Başkan Taban'ın verdiği mesajlar, yaptığı hamleler, görev verdiği isimler ve politik ilişkileri, tekrar aday olmayı hedefleyen Başkan izlenimi vermiyor.