AK Parti'de Aktaş'ın karşısına rakip çıkmasına bu derece içerlenilmesini hala anlayabilmiş değilim. Ben bu tür yorumları demokratik bir eksiklik olarak görüyorum.
Partililer Belediye Başkanı Aktaş'ın hizmetlerini beğenebilir fakat yeterli bulmayabilirler. Bunu da her gün gazetelerde, televizyonlarda konuşmak zorunda değiller. Bunun bir usulü, bir yöntemi vardır. Parti içinde, aile içinde bunun tartışmalarını mutlaka yapıyorlardır.
Yapamaya da bilirler. Alinur Aktaş'ın eleştiriye açık tarafı olmadığını düşünüp bunu gizleyebilirler. Zamanı geldiğinde de karşılarına rakip çıkıp: 'Ben daha iyisini yapabilirim' düşüncesinde olabilirler.
Böyle bir düşüncede illa neden kimin adamı, arkasında kim var, Aktaş ile ne sorunu vardı, şimdiye kadar neden sustu, Genel Merkez'den kimi bağladı yorumları yapıyoruz ki? Ben bunu demokratik bir olgunluk olarak görülmesi gerektiğine inanıyorum.
Eğer Aktaş için Bülent Arınç'tan oluru aldı yorumları yapabiliyorsak, bırakın birileri için de Numan Kurtulmuş'tan Faruk Çelik'ten ya da bir başkasından oluru aldı yorumları yapıverelim. Parti içi demokrasi işlemiyor diye sızlanıp sonra da nereden çıktı bu kadar aday diye hayrete düşmenin anlamı yok.
MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİYİZ
Son günlerin moda sloganı oldu: 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' Özellikle bayram kutlamalarındaki değişim, andımızın kaldırılması ile daha yüksek sesle söylenir oldu bu slogan.
Ben bugün Mustafa Kemal'in askerlerini anlattığı kısmı paylaşacağım. Bakın Mustafa Kemal, Nutuk'ta askerlerinden nasıl söz ediyor?
"Bombasırtı olayı (14 Mayıs 1915) çok önemli ve Dünya savaş tarihinde eşine rastlanması mümkün olmayan bir olaydır. Karşılıklı siperler arası 8 metre, yani ölüm kesin.
Birinci siperdekilerin hepsi kurtulmamacasına düşüyor. İkinci siperdekiler yıldırım gibi onların yerlerine gidiyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılıkla biliyor musunuz?
Bomba, şarapnel, kurşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılma yok. Okuma bilenler Kur' an-ı Kerim okuyor ve cennete gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenlerse Kelime-i şahadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar. Sıcak cehennem gibi kaynıyor.
İşte bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan tebrike değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale savaşlarını kazandıran bu yüksek ruhtur."
Bunu sadece bir slogan olarak bırakmayıp gerçekten Mustafa Kemal'in askerleri gibi yaşamaya ne dersiniz?
.