Köşe Yazısı AK Parti, dün Belediye Meclis Üyesi adaylarını basına tanıttı.

Neva Kahve'de gerçekleştirilen basın toplantısında Bülent Temelli ve Alinur Aktaş, önce seçim çalışmalarını aktardılar. Sonra da basının haberleri veriş biçimine sitem ettiler.

Siyasetçiler, haberleri istedikleri gibi verilmesini isterler. Bu bir haktır. Ama asıl hak, basın mensubunun -yalana, hakarete kaçmaksızın- haberi istediği tarz verebilmesidir.

Bundan dolayı siyasetçilerle basın mensupları sık sık karşı karşıya gelirler. Bu genelde de böyledir, yerelde de...

Bülent Temelli, Murat Gültekin'in açıklamalarının bir yerel gazetede haber yapılmasına sitem ediyor. Alinur Aktaş da bizim afişlerin 2.kez kaldırılması ile ilgili haberimizden yakınıyor.

Ve Temelli bu sitemlerinin ardından da 'İçinizdeki bazı isimleri temizleyin' diyor.

Ben açıkçası İnegöl'de bu cümleyi kurabilecek en son ismin Bülent Temelli olduğuna inanıyorum.

Sayın Temelli temizlik konusunda kimi kast etti merak ediyorum. 'Kafasında 50 tilki dolaşıyor, kendisine zerre güvenmem, hiç de sevmem' dediği zat olabilir mi?

"Daha anlaşmayacak mıyız ?" diye arayan, anlaşmadığı için seçim haberlerine gitmeyen, hatta sonra da kıssadan hisse ile en üst perdeden sallayan basın baronundan bahsetmiyordur herhalde.

Zira o basın mensubu, Temelli kadar AK Parti'nin adayı Belediye Başkanı'na da ağza alınmayacak kadar ağır hakaretleri söylemişti.

Ne oldu sonunda?

Temelli ve Aktaş, ellerinde çiçeklerle o basın baronunun kapısına dikildiler, sahte gülücüklerle "canım cicim" çektiler.

Biz kendi aramızda temizlik yapacağız, siz ellerinizde çiçeklerle size küfredenin kapısında dikileceksiniz.

İyimiş Bülent Bey...

Başka isteğiniz?

.