Barış Pınarı, ne kadar anlamlı bir isim, o kadar güzel ki, insanın içini ısıtıyor, insana sinerji veriyor. Daha önce teröre karşı yapılan harekatların isimlerine baktığınız zaman, isimlerde ya felsefi ya da askeri bir anlam vardı. Zeytin Dalıfelsefik, Fırat Kalkanı ise askeri anlamları içinde barındırmakta. Barış Pınarı ise hem sosyolojik, hem psikolojik, hem felsefik, hem de askeri anlamları içinde barındırıyor. Barış Pınarı Harekatıyla, ülkemize karşı yapılan terör olaylarının kaynağının kurutulacağına canı gönülden inanıyorum hem de bir daha ortaya çıkmamacasına. Barış Pınarı harekatıyla, Suriye'den iç savaş nedeniyle ülkemize gelen mülteciler, ülkelerine geri dönecek, mülteci hayatlarınınzorunlu hicretleri son bulacak.

Ülkemize sığınan Suriyeliler hakkında ileri geri konuşan çok insan var. Yok, niçin ülkesinde savaşmıyor ülkemize sığınıyorlar, yok niçin ülkelerinde kalmıyorlar, yok aslında Suriye de savaş var ama gelenlerin şehirlerinde savaş yok ama onlar ülkemize gelmek için bunu bahane ediyorlar. Bu ve bunun gibi değişik söylemler ortalıkta dolaşıp duruyor. Bu tür söylemlerin içinde en çok da kendisini sosyal demokrat olarak tanımlayan insanlar var. Bu söylemleri duyunca ikilem içine düşmediğimi söylersem yalan söylemiş olurum. Malum insanlar dünya görüşlerine göre yaşamlarını şekillendirmekteler.

İslaminancını yaşam tarzı olarak kendisine seçen inanlar doğrudan barışı, huzuru, insan sevgisini, paylaşmayı, yardımlaşmayı, merhameti, temizliği, doğruluğu, adaleti, insan hakkını, kul hakkını korumayı kendisine düstur olarak seçmiş oluyor. Burada şöyle küçük bir ayrıntı yok değil, kendisi gibi düşünmeyene veya yaşamayana pek hoş bakılmaz. İslam inancını yaşam felsefesinin merkezine alanlar, yaşam tarzını da ona göre şekillendirmeye çalışıyor ancak onu da mevcut zamanda bulmak çok zor.

Sosyal demokrat insanlar ise aynı duyguları paylaşmakla birlikte daha bir liberal yaşamı tercih ediyorlar. Yaşam felsefelerinin merkezinde dini ve uhrevi yaşam tarzı yok. Sosyal demokrat felsefesinin içinde milliyetçilik olmamasına rağmen son yıllarda bu fikrin de kabuk değiştirdiğini, kendisini sosyal demokrat olarak kabul eden bireyler de bazen faşizan duyguların ve uygulamaların olduğunu görebilmek mümkün. Demokrasinin beşiği olarak kabul edilen ülkelerde bile, vatandaşının veya kendi menfaatleri etkilendiği zaman, nasıl da nasıl da faşizan uygulamaların içine girdiklerini gözlemlemekteyiz.

Ülkemiz yıllardır terör belasından kendini kurtaramadı. Masum insanlar, çoluk çocuk demeden öldürüldü. Bu kirli oyuna çanak tutanlar timsah gözyaşı döktüler. Bir iki janjanlı laftan sonra el altından yine terör olaylarını desteklediler. Şu anda Barış Pınarı Harekatı kapsamında ülkemiz insanlarını şehit eden, bu sözde dostlarımızın, terör örgütüne verdiği silahlardan kaynaklandığını unutmamak gerek.

Barış Pınarı ismi gibi mübarek olan bu harekata kimler karşı çıkıyor? Filistin de katliam yapan İsrail, Irak ta, Suriye de, Afganistan da katliam yapan ABD, Cezayir de katliam yapan, Ruanda da katliama göz yuman Fransa, Büyükelçiliğinde vatandaşını katleden Suudi Arabistan, Birçok Arap Ülkesinin sömürülmesine gıkı çıkmayan adı sözde Arap Birliği olan örgüt.

Terör ülkemizden çok değerleri aldı götürdü. Türk Milletinin dimdik ayakta durarak, bütün dünyaya barışın ve huzurun nasıl sağlanacağı konusunda insanlığa ders vermesini sabırsızlıkla bekliyorum. Barış Pınarı Harekatının bütün coğrafyamıza oluk oluk barış getirmesi dileğimle.