Yüce Rabbimiz Tin suresi 4.Ayeti kerimede "Biz insanı en güzel biçimde yarattık" buyuruyor.Bu ve benzeri ayetlerden yola çıkarak insana "Eşrefi mahlukat" sıfatı verilmiştir.

Buradan çıkaracağımız sonuç şudur:İnsan değerli ve boşuna yaratılmadığına göre insanın hiçbir uzvu da boşuna yaratılmamıştır. Hepsinin ayrı ayrı görevleri vardır.Eğer insan organlarından birini devreden çıkarırsa hem dengesi bozulur hem de öteki organlara fazladan yük biner.Örneğin,bir insanı tek ayak üstünde durdurursanız kısa süre sonra yorulur ve ayağı uyuşmaya başlar.O nedenle tek ayak üzerinde bekletmek bir ceza çeşididir.

Bütün bunlardan sonra şunu diyebiliriz ki Allah kulaklarımızı da diğer organlar gibi boşuna yaratmamış ve ona çok önemli görevler yüklemiştir.

Çağımıza baktığımız zaman özellikle teknolojinin ilerlediği günümüz de bütün yük göze yüklenmiştir. Özellikle de gençler cep telefonuyla oynarken göz devrede,bilgisayar,televizyon,gazete v.b hep gözü yormaktadır.Genellikle de gençler kulaklarını kullanmıyor (müzik dinlemek hariç) ve dolayısıyla da dikkatleri hep dağınıktır.Çünkü dikkat olgusu ancak iyi bir dinleme ile sağlanabilir.

Ömer Hayyam'a içmesi için hizmetçisi bir bardak şerbet getirir. Ömer Hayam şerbet bardağını eline alır ve hizmetçisine sorar:

-"Bu nedir?" Hizmetçisi şaşırır ve şöyle cevap verir:

-"Efendim! Şaka yapıyorsunuz galiba.Her zaman ikram ettiğim şerbettir" deyince ,Ömer Hayam sorma sebebini şöyle açıklar:

-Bak! Getirdiğin şerbeti tutunca ellerim nasibini aldı.Şerbeti gördüğüm için gözlerim nasibini aldı.Biraz sonra içerken dilim nasibini alacak ve burnumda o esnada kokusunu alacak.Ama bir tek kulaklarım mahrum kalacaktı.Onu da size sorduğumda "Şerbet" dediğinizde de kulaklarım nasibini aldı.

Bütün bu açıklamalar bize şu gerçeği gösteriyor.Günümüz gençleri sohbet kültüründen mahrum yetiştikleri için kulak nimetinde istifade edemiyorlar.Sınıflarda da dikkatimi çeken bir durum,dersi güzel dinleyenler genellikle sohbet kültürüyle yetişen gençlerdir.

Öyleyse ne yapmalı!

"İnsan nerede düşerse orada ayağa kalkar " gerçeğinden hareketle tekrar kulaklarımızı devreye sokmamız lazımdır. Gençlerimizle belli aralıklarla sohbetler düzenlenmeli, anne babalar gittikleri sohbetlere çocuklarını da götürmelidirler.Varsın orada uyusunlar,önemli değil.En azından dinlemenin hayatın en büyük nimeti olduğunu anlasınlar.

Ve diyoruz ki, büyükler olarak,anne babalar olarak gelin şöyle bir kampanya başlatalım;"KULAKLARIMI GERİ İSTİYORUM".Batı kültürünün devreden çıkardığı,işlevsiz hale getirdiği ve dolayısıyla dikkatlerimizin dağılmasına sebep olan dinleme organımızı geri istiyoruz.

Neden mi?Bakınız Kur'an'ı Kerim dinlemeye ne kadar önem veriyor:

-"...kulakları vardır,onlarla işitmezler.İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da aşağıdırlar.İşte asıl gafiller onlardır"(A'raf,179).

-"İşitmedikleri halde işittik diyenler gibi olmayın"(Enfal,21).

-"Şüphesiz bunda dinleyen bir toplum için ibretler vardır".(Yunus,67).

Unutmayın.Kur'an'ı ,Allah'n ayetlerini ancak dinleyenler ve susmasını bilenler anlayacaktır."Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin"(A'raf,204).