Zatına layık şekilde Hamdu sena Allah'a, sınırsız salat ve selam Yüce Resulullah'a

Herkesin çok merak ettiği sorulardan biri, "evde kalma süreci ne zamana kadar devam edecek hususu". Eldeki verileri topladığımızda Mayıs ayının sonlarına doğru virüsün tamamen ortadan kalkmasa dahi günlük yaşantımızdaki rutine döneceğimiz sonucu ortaya çıkıyor.

Bu sürece en fazla katkımız Resulullah Efendimiz aleyhisselam'ın uyarılarına dikkat ederek yaşamaktır. Ayeti Kerime'de Peygamberimizin ümmetine çok düşkün olduğu belirtilir.

PEYGAMBERİMİZ; RAUF VE RAHİM'DİR

"Andolsun ki size içinizden bir peygamber gelmiştir. Sizin sıkıntıya uğramanız kendisine çok ağır gelir. Size çok düşkündür. Mü'minlere Rauf ve Rahim'dir." Tüm ümmetine karşı Rauf ve Rahim'dir. Ümmetinin başına geleceklerle ilgili tedbirleri yaşarken haber vermiş.

Hz. Ömer'in (ra) halifeliği zamanında Kudus yakınlarında baş gösteren veba hastalığıyla ilgili olarak alınan tedbirler vardır. Bu tedbirleri daha Peygamberimiz (sav) hayattayken Hz. Ali ve Hz.Ömer'le konuşması vardır. Ayrıca Hz. Fatma annemize vebadan tamamen iyileşmek üzere değil de korunmak üzere verdiği bir ilaç tarifi vardır. Fatma annemiz bunu Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'e (r.a.) öğretmişlerdir.

Hz. Ali Efendimiz ve Hz. Fatıma annemiz ehli beytten olduklarından yani Peygamberimizin ev halkından olduklarından birçok bilgiye ilk ağızdan öğrenme imkanına sahip olmuşlardır. Bu bilgilerin çoğunun günümüze ulaşamaması Emevi Hanedanlığının baskıcı uygulamaları sebebiyledir.

Velhasıl Hz. Ömer (ra.) Hz. Ali Efendimizle yaptığı istişareler ve aldıkları tedbirler sayesinde çok fazla Müslüman vefat etmeden veba salgınından kurtulmuşlardır.

KARANTİNA VE TUZ

Karantina uygulamasını ise duymayan kalmamıştır, herhalde. Yabancıların dergilerine bile konu olmuştur. " Bir yerde veba olduğunu duyarsanız, oraya girmeyiniz. Bulunduğunuz yerde vuku bulursa oradan ayrılmayınız" veba bulaşıcı ve virüs içeren bir hastalık. Başımıza gelen korona virüsü gibi. Demek oluyor ki, Resulullah Aleyhisselam'ın uyarılarını ciddiye alırsak ümmetine düşkün olanın sözüne uyarsak inşallah bu imtihandan da çabuk kurtuluruz.

Bir diğer uygulama ise yemeğe başlarken tuzla başlama, bitirirken de tuzla bitirme üzerinedir. Bu da sünnettir. Bu sünneti Peygamberimiz (sav), Hz. Ali (ra)'ye öğretmişler ve böyle yaparsan 70 hastalığa şifadır, buyurmuşlardır. Bu zamanlarda virüsten korunmak isteyenler dezenfekte olan suya tuz konulup karıştırılarak boğaza gargara yapılmasını tavsiye eden doktorları izledik.

Demek ki tuzun hastalıktan koruyucu etkisi var. Sularımızın zaman zaman klorlanması da sudaki mikrop ve bakterilerin temizliğiyle ilgili bilinen bir gerçektir.

BAĞIŞIKLIĞI KUVVETLENDİRECEK FORMÜL

Bu salgından korunmak için temiz olmaya çalışacağız. Yaşantımızı Resulullah Aleyhisselamın emir ve yasaklarına uygun hale getireceğiz. Rabbimize olan hatalarımız ve günahlarımız için istiğfar edeceğiz. Hastalıktan kurtulanlara bakınız umudunu kaybetmeyen, duayı bırakmayanların, sadece kendi için değil başkaları için yaşayanların hayata tutunduklarını göreceksiniz.

Bağışıklığı sadece gıda ürünlerinde aramayın. Elbette ki mevsimin meyvesi, bal, propolis, kekik, doğal sirkeler, zerdeçal gibi gıdalar bağışıklığı kuvvetlendiriyor. Bununla birlikte sabır, şükür ve tevekkül de inanca inanç katıyor. Bağışıklığı kuvvetlendiriyor. Belki de en büyük etken inançtır desek yanlış olmaz.