Söylesek tesiri yok, sussak gönlüm razı değil kabilinden kaleme alıyorum bu satırları. Bunları yazmış olmakla elbette üstümüze düşeni de yerine getirmiş olmayız. Tevfik Allah'tan!

Yeni bir seçim atmosferine doğru yavaş yavaş gidiyoruz. Seçime yaklaştıkça harareti artan siyasi tartışmaları bol bol göreceğiz. Bir kere şunu ekleyeyim seçimin yerelde olması çok hafife alınmamalıdır. Hele şu "Efendim bu yerel seçimdir. Parti olarak bakmayın" demek burasını İsviçre zanneden entel boşboğazların Lakırdısıdır .Partiler asıl imtihanlarını halkla temas noktaları olan "Yerel" üzerinden verirler...

Yukarıda bahsettiğim gibi entel lakırdılarını daha çok dinleyeceğiz. Aslında konuya nereden girsem diyordum ya yerel seçim iyi oldu . Yoksa konu seçim değil. Konu; Aydınlar. Konu ; Okumuş etmiş, iyi kötü tahsil görmüş ve topluma yön vermeye çalışan ve dahi her fırsatta toplum mühendisliğine soyunan yazar çizer tayfası. Konu ; Ben sen o. Konu ; Biz Siz Onlar...

Eskiden, çok değil bir 10 sene kadar önce fikirlerini yazmak çizmek ve daha önemlisi bunu halka aktarmak çok kolay değildi. Mesela bir köse yazısı yazacaksınız. Kaleminiz çok kuvvetli olmalıydı. Ne bileyim alanınızda uzman olmaktan ziyade okuyucuyu kendinize bağlatacak, kelimeleri yağ gibi akıtacak şekilde laf cambazı olmak gerekirdi. Daha çok şeyler gerekirdi ama ben zor bir şeydi deyip konuyu kapatayım.

Şimdilerde ise fikir aktarımı yapmak oldukça basitleşti. Cep telefonu kamerasının dahi karşısına geçen alıyor eline mikrofonu konuşuyor da konuşuyor. Kimi iktidara veriyor ayarı, kimi muhalefete. Bugünlerde Türkiye de bir fikir adamı (!) olmak kadar kolay bir şey yok. En basiti 100 tane öngörü salla ortaya saçma olup olmaması hiç önemli değil.100 taneden bir tanesi illa tutar millet 99 yanlısı görmez de 1 tane doğruyla sana Henry Kissinger muamelesi çeker.

Buzdağının görünen yüzü bu. Peki ya görünmeyen yüzü ? Aydın olmanın, söz ve kalem sahibi olmanın ayağa düştüğü ancak ehemmiyetinin kavranamadığı da buzdağının görünmeyen yüzünde saklı. En önemlisi de aydınların sorunun tespiti konusunda büyük bir başarı sahibi olup sorunların çözümü konusunda sınıfta kalmalarıdır . Halkla barışamamış aydın sorunu daha büyük bir sorundur.

Objektif olamayıp kendi ideolojisi cihetinde olaylara ve topluma bakış açısı getirmek , büyük bir ötekileşme hareketinin parçası olmaktır. Bu ülke halka küfür eden aydınlar gördü. Halkın endişelerini ve sorunlarını anlamayan aydınlar piyasası var. Zaten fikir dünyamız yok artık daha çok sloganlarla gemiler yüzüyor, fikri sandığımız slogan da halka tepeden bakıyor.



Burada kastım kimseyi hakir görmek küçümsemek değildir . Kalem söz ve fikir sahipleri eleştiriden gocunmamalılar. Madem kendilerini halkın üstünde görüp söz söyleme hakkını kendilerinde buluyorlar o zaman sözün bedelinden rahatsız olmamalılar.

Selam sevgi ve muhabbetle.