Aşk tamamen gönül işidir. Güzeller, gönül gözü ile görülür, ay yüzlüler yaralı gönüller tarafından sevilir, mihribanlar gönülleri ah ateşiyle yakarlar. Dilara, dilber, daha nicesi...

İnsanın gönlü, kime aşık olur, nasıl bağlanır birine? Cümleyi anlamaya çalışalım lütfen... Bildiğiniz tüm aşk hikayelerini gözden geçiriniz: Tahir ile Zühre'yi, Leyla ile Mecnun'u, Hüsn ü Aşk'ı, Vamık ile Azra'yı, Kerem ile Aslı'yı... Göz kaydı, gönül aşık oldu denilecek bir şey midir bu?

İnsan kendisine benzeyen ya da kendisinden daha farklı birine mi hayran (aşık) olur? Bilemiyorum tabi, bu sahada bir çok örneği incelemek lazımdır lakin zannımca kendisi gibi olana kaptırır kendini. Gönlün onayladığı biri olacağı muhakkaktır en nihayet.

Mert karakterli biri, kaypak/dönek birini sevebilir mi? Üç kağıtçı yani yalancının birine göre, çok dürüst biri pek saf görünebilir mi? Hatta bunlara göre insan biraz uyanık olacak, işi bilecek işe gitmeyecektir. Dış görünüşe kıymet verenler ile, gönlü zengin olanlar beraber iken pek rahat edemezler. Sonuç olarak çağın sinsi yılanı, zehrini zerk eder seven gönüller arasına; "severek ayrılalım!"

Örnekler çoğaltılabilir. Bu da bize bir ayeti ilham ediyor. "Namuslu kadınlar, namuslu erkeklere; zinakar kadınlar da zinakar erkelere uygundur" mealindeki ayet dünyada dahi derin bir denge, nihai noktada gizli bir adalet vardır hissi veriyor. Lakin herkesin göreceği, idrak edeceği hakiki adalet, Ahiret günü olacaktır.

AKIL AŞIK OLUR MU?

İnsanın amelleri aklının nasıl işlediğini gösterir. Bedenimizden sadır olan her davranış ve tutum aklımızdan bir izin ve işaretin göstergesidir.

Yaptığı her davranışı insanları kabul ettiği ölçütler açısından mantıklı ve yönetmeliğe uygun davrandığını gördüğümüzde akıllı adammış deriz. Akıllı adam kimdir? Sorusuna Efendimiz (sav)'in verdiği cevap üzerinden düşünecek olursak daha doğru düşünmüş oluruz. "Ölümü çok düşünen ve vereceği hesaba göre yaşayan adamdır, akıllı adam."

Başarılı ticaret adamı aklını kullanmıştır ve işyeri zinciri kurmuştur; akademik başarıları göğüslemiş öğrenci, kendini yoldan saptıracak her şeye gönlünü kapatmıştır. İnternet ve dizi dünyasına set çekmiştir.

Her işinde aklını-mantığını kullanan birini görünce ona karşı gönlü ısınır. Aklına, akılcılığına hayran olmuştur. "Ben de olsam aynısını yapardım" diyebilir her zaman. Akıllı adam duygularını da kontrol eder. Aklını bilgiyle, görgüyle ve tecrübeyle besler... Ardından kendince uygun olanı uygular. Genellikle akl-ı selim insanlar tarafından makbul görülür.

Musa (as) ile sihirbazlık yarışına giren Firavun'un sihirbazları gibi... Musa'yı yendiklerinde Firavun'un yanında yüksek makamlar ve hediyeler kazanacak bu adamlar Musa (as)'nın mucizesini görünce iman ettiler ve ölümle tehdit edildiler. Onlar ise pek umursamadılar. İşte "bilgiyle dolu bir aklın" teslimiyeti ve iman edişi... Onlar biliyorlardı ki yılan gibi görünen iplerini tek tek yutan bir sihir değil bir mucize idi.

Düşünen adamın biri Kur'an-ı Kerim'in her ayetine itiraz etmiş, bakmış ki karşısında mükemmel bir akıl var. Ona aşık olmuş, yani teslim olmuş ve iman etmiş.

İnsan aklen aşık olacaksa, aklını yarıştıracaksa böyle olmalı. "Bükemediğin akla tabi olacaksın" diyesim geliyor.