DÜNYADA ARAYIŞ BİTMEZ

br>br> Zaman zaman, sebepsiz yere mutsuz hisseder misiniz kendinizi? Bir sıkıntı çöker içinize ve bu duruma anlam veremezsiniz değil mi? Hatta bu sıkıntının hep süreceği düşüncesine kapılırsınız.

İnsanın huzur ve mutluluğu daha çok dünyaya bakış açısı ile ilgilidir. Dünyalıkları önemseyip, maddiyata önem veren insanlar genelde huzursuz ve sıkıntılı olurlar. Çünkü dünya hayatı; doğası gereği sürekli insanı aldatır. Geçici zevkler ve eğlenceler sonrasında sürekli insana felaketler ve acılar sunar. Dünya doyurmaz. Dünya tatmin etmez.

Dünyada arayış bitmez Can

Ancak dünyanın geçici olduğunu bilip, sonsuz bir hayatı hedefleyen insanlar ise genelde mutludurlar. Bir takım hastalıklar ve başarısızlıklar yaşasalar da bunların bir imtihan olduğuna inanırlar. Dünyanın ve dünyalıkların kalıcı olmadığını bilirler. Sahip oldukları her şeyi birer emanet kabul ederler. Kaybettikleri ve sahip olamadıkları için, Yaratıcıya sığınıp, veren ve alan Allah?tır diye düşünürler. Sabrederler. Tevekkül ederler.

Dünya fanidir Can. Dünya imtihan yeridir. Bil ki; şu dünya da mutluluğun da geçici, mutsuzluğunda. Niceleri mutluluk ve mutsuzluğuyla bu dünyadan göçtü gitti. Sıra sana,bana geldi Can

ARTIK ÖLEBİLİR MİYİM?

Dünyanın en büyük yazarlarından biri idi. Yakalandığı kanser hastalığı sebebi ile sağlık durumu kötüleşmiş, inzivaya çekilme kararı almıştı. Son günlerini yaşadığının farkında idi. Kalemini son kez eline aldı ve dostlarına şu veda mektubunu yazdı:

Tanrı yeniden bana can verseydi: Eşyaların maddi yönlerine değil anlamlarına değer verirdim. Az uyur, çok rüya görürdüm. Sevmekten ve sevilmekten vazgeçmezdim. Öğrendim ki: İnsan aşktan vazgeçerse yaşlanır. Başkaları durduğu zaman yürümeye devam ederdim. Başkaları uyurken uyanık kalmaya gayret ederdim. Başkaları konuşurken dinlerdim. Düşünürdüm, düşündürürdüm.


Tanrım bir yudumluk yaşamım olsaydı... Gün geçmesin ki, karsılaştığım tüm insanlara onları sevdiğimi söylemeyeyim. Herkesi sevgi ve barış için ikna ederdim. Ve aşk içinde yaşardım. Çocuklara kanat verirdim. Ama uçmayı kendi başlarına öğrenmelerine olanak sağlardım. Yaşlılara ise ölümün yaşlanma ile değil umutsuzluk ile geldiğini öğretirdim.

Ey insanlar Sizlerden ne kadar da çok şey öğrenmişim. Şimdi hepsini bir çantaya kilitledim. Artık ölebilir miyim?

/span>

/o:p>