Cumadan önce Allah'a yakın olmak niyetiyle kesilmiş ve önündeki tezgahın üzerine bırakılan kurbanın etlerini doğrarken yan tarafındaki kadim dostuna yeni projesinden bahsediyordu. "Bir anti proje geliştiriyorum" dediğinde meraklı bakışlar üzerine yöneldi. "Nasıl yani?" sorusu tezgahın orta yerinde titreşip duruyordu.

Dikkatini dağıtmadan kelimelerin üzerine basa basa devam etti. "Nesillerimizi anne-babasından uzaklaştıran, aralarına erişilmez mesafeler koyan sebeplerin başında ellerindeki telefonlar gösterilir değil mi? Aslında cep telefonu bir uygulama aracıdır bazı fikirlerin.

Çocuklarımıza aşırı dozda verilen bireysellik (biriciklik vurgusu) ve onun kendisine güvenmesi veya "senin özelin kimse karışamaz" gibi kavramları altında aile kültüründe görülmeyen farklı tutumlar geliştirilmek istendi. Bu durum bir çok aileye rahatsızlık veriyor ve şikayet konusu oluyor.

"Bu tespit de doğru değil mi?" diye sorduktan sonra birkaç saniyelik duraksayıp devam etti. Hemen önündeki kurbanın ön ayagından kestiği iri et parçalarını arkadaşının önüne bırakırken düşüncelerini açıklamaya devam ediyordu.

"Tutar mı, tutmaz mı, bu proje bilmem? Kabul görür ya da görmez onu da bilemem ama çocukları ailesinden uzaklaştıran ellerindeki telefonlardır bunu ebeveynin inlemelerinden, biliyorum. Cep telefonu çok faydalı bir alet olmasına rağmen internet üzerinden sürekli irtibata geçtikleri veya abone oldukları sitelerden yalan yanlış bir sürü malumat ediniyor, görüntüye muhatap oluyorlar.

Yine öyle sanıyorum ki dış dünyayı telefon ekranından izliyorlar. Düşünsenize bir anahtar deliğinden odanın kaçta kaçını görebilirsiniz. Anahtar deliğinden bakıp odanın her tarafına tasvir edebilmek mümkün mü?

İşte gençlerimizde telefon ekranında girip çıktıkları, bakıp durdukları sitelerde ya da gruplarda gördükleriyle ikna olabiliyorlar.

Tamam, tamam burayı anladık der gibiydi. "Sen anti projeden haber ver" der gibi bakıyorlardı kurban etleri ile uğraşan dostları.

İşte aile içi tartışmaları başlatan, kapıları birbirine kapatan, araya güven/sizlik duvarları ören bu bireyselleşmenin (belki de sosyal yalnızlaşmanın) tedavisini ilk aşaması şifrenin aile fertlerine karşı kaldırılmasıdır. Yani "Anti Proje: Şifrem Aile-m" olabilir. Mesela nasıl aile soyadınız aynı ise şifremiz de ailedekilerle aynı olabilir. Bütün aile fertleri aynı şifre ile telefonunu açabilmelidir.

Burada bireyin özel hayatı, aile hayatına ve aile birlikteliğine dönüşmüş olacaktır. Sevinçleri ve dertleri birlikte paylaştığımız aileniz ile sırlarımızı da paylaşabileceğiz. İlk başta çok itici gibi gelse de biraz düşünüldüğünde biraz mantıklı ve yapılabilir bir şey olduğu ortaya çıkacaktır. Bu da bazılarını ikna edebilir.

Aile fertleri arasındaki şüphe ve endişeyi de kaldıracağını düşünüyorum. Anneler babaların telefonlarını tereddüt etmeden eline alabilir, faydalanabilir, farklı bilgiler edinebilir. Babalar da annelerin telefonlarını şüphe etmeden (gerek bile görmeyebilir çünkü güven var) eline alabilir. Çocuklar da birbirleriyle aynı şekilde keyiflenir, dertleri, zevkleri öğrenebilir.

Belki de incelenebilir ve kontrol edilebilir kelimeleri her ne kadar kullanmasam da bazıları bu kelimeler üzerinden anlamış olabilir. Bu durum benim arzu ettiğim psikolojiyi vermez zaten. Zaten aile fertleri birbirine güvenmeli ve sadakat asıl olmalı. Birbirinden şüphe edici tutum ve davranışlar olmamalıdır.