Yırtık pantolon dönemi sonrası açık göbekler piyasaya sürüldü. Bu salgın döneminde, dikkatimizi çekiyor.

Belli yaş aralığında, ortaokul-lise çağlarındaki gençlerin küçük bir kısmı, hem eşofman ile hem de göbekleri açık bir kıyafetle sokaklarda, parklarda, duraklarda genel örf ve ahlaka aykırı tutum sergiliyorlar. Özgürlük kavramının gölgesi oldukça geniş tabii.

Bazı televizyon kanallarından İnegöl'ün sokaklarına ve parklarına serpiştirilmiş ya da hoyratça savrulmuş gençler görmekteyiz. Şimdi "annem-babam izin veriyor" diyen gençleri görüyoruz.

"Kızım utanmıyor musun, bu kıyafet de sokağa çıkmaya?" ya da "mahrem çocuklarla parklarda dolaşmayın?" diyen komşu teyzelere karşı cevap yetiştirmeye çalışıyorlar...

Biliyoruz ki muhafazakarlığı ile tanınan İnegölümüzde eski insanlarımız/ büyüklerimiz bile buna pek razı değildir. Kim kızının zarar görmesini ister ki? Kızınıza güvenip diğerlerine güvenmeyen nice anne baba, içine bir virüs kaçmış evlatlarını kurtaramıyorlar.

Şimdi konunun bam teline dokunalım. Haya, edep-terbiye kavramları, dar ve açık kıyafetli bu genç kızlarımıza ne kadar anlamlı gelebilir, bilmiyorum. "Biraz usturuplu giyin kızım" diyen anneye "ne var bunda anne! Herkes böyle yapıyor!" diyor.

Çocuğunun dışlanmasına, razı olmayan, onun ezilmesini, hor hakir görülmesini istemeyen anne babalar, "Bir çocuğu terbiye edememişsin!" suçlamasının altında kalmamak için sahiplenmek zorunda kalıyor bazen.

Onlar da bu konuda uyaranlara "Sana ne benim kızımdan! Sen kızımın namus bekçisi misin?!" gibi savunmalara geçiyorlar. Farkındaysanız böyle böyle manevi değerlerimiz yıpranıyor.

Seni anlamıyorum haya nedir? Seni anlayamıyorum ne var bu kıyafette? Seni anlayamıyorum biz de istediğimiz gibi giyinemeyecek miyiz? Seni anlamıyorum niye din üzerinden bu kadar baskı yapıyorsunuz?

Böyle bir kültürel ortamda yetişen nesiller uyarıyı bir baskı; yardım etmeyi yönlendirmek, kendisine karışmak diye anlıyor. Sen gerçekten söylüyorsun o mizah zannediyor.

Hakiki iman olsa anlar, zaten kılık kıyafet konusunda Allah'a danışır onun dediği biçimde giyinir...

Tekrar uzatmayayım altı asır hüküm süren Osmanlı aynı kaynaktan beslenirken birbirlerine yabancılaşmıyorlardı İslam dini sayesinde. Şimdi iki yılda bir, moda üzerinden nesiller değişiyor.

Z kuşağı aldatmacasını daha çok yutuyoruz. Ufak iyilikler, kısacık düzeltmeler "büyük baskı" diye algılanan nesilde, kolayın ve rahatlığın zehiri, İslam fıtratı damgalanmış insanın vücuduna dağılmaktadır. Bakalım ne zaman kuruyacak bu ters anlayışlar.